Dün başladığımız Asala operasyonlarına bugün de devam edelim...
ASALA'nın gerçekleştirdiği, Paris'in Orly Havalimanı baskınının ardından önce Fransa ardından da diğer Avrupa ülkeleri ASALA'nın üzerindeki koruma şemsiyesini biraz olsun kaldırınca, iki ayrı ekip Türkiye'den ayrıldı. Bunlardan birinin başında Abdullah Çatlı vardı. Çatlı o sıralar Fransa'da yaşıyordu; ilk görüşme telefonda yapıldı. Arayan Ahmet adında bir MİT görevlisiydi. Sonra Viyana'da Mete Günyol Çatlı'yla masaya oturdu:
"ASALA ile yurt dışında mücadele ederek vatanına hizmet etmeni istiyoruz."
Çatlı hemen evet demedi. Türkiye'de 12 Eylül 1980 öncesinde kader birliği yaptığı kişilere sordu, "Ne diyorsunuz?"diye.
Arkadaşlarından beklediği olumlu yanıtı alamadı. Bazı kişiler vardı hapiste, onların serbest bırakılmasını istedi. Onlarla birlikte çalışacağını söyledi. MİT'in yanıtı kısa ve açıktı: "Hayır!"
MİT hiçbir pazarlığı kabul etmiyordu. Madem 12 Eylül öncesi "devlet ve millet adına silah sıktığını öne sürüyordu", o zaman bunu kanıtlamak zorundaydı! Sonunda Çatlı görevi kabul etti.
Avrupa'ya gidecek ikinci ekibin başına Nuri Gündeş, Sabah Ketene'yi önerdi. Ketene Türkmen'di ve Kuzey Irak'ta yaşıyordu; yanına da sadece iki Türkmen genç aldı.
İlk hedef ASALA'nın "asli unsurları", ikinci hedefse teröre destek veren "yan unsurlardı!"
İlk eylem 22 Mart 1983'te Paris'te, ASALA lideri Ara Toranyan'ın arabasına yerleştirilen bomba oldu. Ne var ki, bomba patlamadı. Benzer bir eylem daha sonra tekrarlandı ve 1 Mayıs 1984'de Paris'te Henri Papazyan'nın arabasına bomba kondu. Ancak, Çatlı'nın yaşarken anlattığı en önemli eylemse ASALA'nın lideri olarak gösterilen Agop Agopyan'ın öldürülmesidir.
Eylemler birbirini kovalıyordu. Hiram Abas da Avrupa'ya gelmişti, St Jeanne de Chantal Ermeni kilisesinin avlusuna bırakıp patlamaya 15 dakika kala bizzat kendisinin ihbar ettiği bombalar gözdağı vermek ve hedef şaşırtmak için yerleştirilmişti. Gözler kiliseye çevrilmişken ASALA katillerinden en azılısı, gene Paris'te, Pont de L'alama köprüsünün girişinde çapraz ateşe tutularak öldürüldü; ardından yedi ayrı noktada Türk diplomatlarını öldürdüğü bilinen yedi terörist evlerinde kurşuna tutuldu. Şifre adı "Yakup Cemil"olan ekip üyesi Pire-Atina seferi yapan banliyö treninin bir vagonunda ASALA'nın katillerinden ikisini "elleriyle boğarak öldürdü!"
Bu eylemlerden sonra 4 Nisan 1984'de Alfortville'de Ermeni anıtı bombalandı. Anıt yana eğilmiş, tepesindeki haç havaya uçmuştu! Derken 25 Kasım 1984'de Salle Playel'de bir konser salonunun önüne bomba kondu, patlamasına gene 15 dakika kala ihbar edildi. Herkes o noktaya yoğunlaşmışken Eyfel Kulesi yakınlarında dört ASALA katili birbiri ardına öldürüldü.
Ekipler ASALA liderlerini yok etmişti. Paris ve Marsilya'daki eylemler Fransız halkını canından bezdirdi ve Fransa ASALA'ya verdiği desteği çekmek zorunda kaldı... MİT Avrupa'nın yüz yıla yakın bir süredir Osmanlı mülkünde ve Cumhuriyet Türkiye'sinde uyguladığı eylemleri bu kez Paris'te ve Marsilya'da sergilemişti!
Yarın da ASALA ve PKK işbirliğini inceleyeceğiz..