Ümit Özdağ, Zafer Partisi olarak Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini açıkladı. Hem de Kayyım konusunda, Kılıçdaroğlu HDP'ye söz verdiği halde "eskisi gibi devam edecek" diyerek dayattı?
Önce şunu görmeliyiz.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı olabilmek için her şeyi göze alıyor, her şeyi mubah görüyor. Nevri dönmüş durumda. Bir ilkesi, çizgisi yok.
Akşener'i de satar, 6'lı masayı da satar, HDP'yi de satar...
Hatırlatayım.
Önce "Cumhurbaşkanı adayı partili olmayacak" sonra "genel başkanlar aday olmayacak" dedi.
Sonra "Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı adayı olursa velev ki seçildi, nasıl gidecek namusu ve şerefi üzerine yemin edecek 'ben tarafsız olacağım' diye? Benim namusum ve şerefim bu kadar ucuz mu?" dedi.
Namus ve şerefini ortaya koyup aday oldu ya, aslında her şey burada düğümlendi. Kılıçdaroğlu bu lafı ettiğinde zaten bitmişti.
Böyle konuşan birisi artık her şeyi yapabilirdi.
Nitekim aylarca, "adayı 6'lı masa belirleyecek" diye tutturmasına rağmen Akşener'i baskıyla, dayatmayla masadan kaçırttı. Hakaret ve küfürler eşliğinde tekrar masaya döndürdü.
Bu siyasî rezalet, namus ve şeref meselesi kadar yaralayıcı, onur kırıcıydı.
Şimdi de 1. Turda seçilemeyince, HDP'ye verdiği bütün sözleri unutup, HDP'ye oy veren seçmeni alenen satarak, Ümit Özdağ'dan medet umuyor.
HDP desteğini çekse, Kılıçdaroğlu'nun seçilme umutları yerle bir olur.
Şu anda HDP şaşkın durumda.
Dün HDP ve Yeşil Sol Parti Merkez Yürütme Kurulları olağanüstü toplandı. "İlkesiz duruşlara taviz vermemek hepimizin görevidir" denilerek Kılıçdaroğlu'na tepkilerini dile getirdiler. Nihai kararlarını bugün verecekler.
Öte yandan, HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu patladı:
"Şimdi öğrendim beyefendi (Ümit Özdağ) bir de kayyım yetkisi istiyormuş. Kusura bakmayın ama böyle bir ittifakın adayına oy vermemiz mümkün değil. Aklınızı başınıza alın. Böyle çapsız adamlarla anlaşmaya çalışmak, Kılıçdaroğlu'nu çapsız kılar. Bizden söylemesi."
Evet, Kılıçdaroğlu seçilmek için her şeyi yapmaya hazır.
Kılıçdaroğlu'nu seçtirmek isteyen merkezler de her şeyi göze alabilir.
Artık 6'lı masa da yok.
7 maddelik protokolün girişinde, "Bu protokol, Zafer Partisi ile Millet İttifakı Bileşenleri arasında imzalanmıştır" deniyor.
Yalana bak. Ne aşağılayıcı bir durum.
Ümit Özdağ, 6'lı masadan gelen eleştiriler hatırlatılınca, "bu protokolü ben ve Kılıçdaroğlu imzaladık" dedi.
Ne masa kaldı, ne ilkeler...
Öyle bir boşluğa düştüler ki,
Ciddiyetsizlik, ilkesizlik diz boyu.
Kılıçdaroğlu ile tam, al takke ver külah pazarlık yapılmış.
İçişleri Bakanlığı'nın Özdağ'a verileceği ortaya çıkınca; Akşener, "CHP kendisine düşen bakanlıkları istediğine verir, ne var bunda" diyerek siyasi pişkinliğin en utanç verici örneğini sergiledi.
Sinan Oğan'ın Erdoğan'ı destekleme kararı alması Kılıçdaroğlu ve ekibini panikletti.
Çünkü 1. turdan Erdoğan 2,5 milyon oy farkı ile önde çıktı.
TBMM'de çoğunluğu Cumhur İttifakı kazandı. Bunun getirdiği bir psikolojik üstünlük de var.
Bir de Oğan'ın desteği, Kılıçdaroğlu cephesinde büyük moral bozukluğu doğurdu.
Bu moralsizlik ve panikle Özdağ'a can simidi gibi sarılmayı seçtiler.
Öyle ki, HDP'nin en fazla önem verdiği kayyım konusunda, "seçimle gelen seçimle gidecek" vaadini bir anda unuttular.
7 maddelik protokolde HDP'nin yüzüne şamar var. "Terörle bağlantısı hukuki kanıtlarla sabit olan mahalli idare yöneticileri yerine, devlet görevlileri ataması uygulamasına yargı kararı çerçevesinde devam edilecektir." deniyor.
Seçime iki gün kala bir toplu intihar vakası yaşanmak üzere...