24 Haziran’da da oyumu yine Erdoğan’a ve AK Parti’ye vereceğim.
Ülkemin, bütün çelmeleme, engelleme çabalarına rağmen nasıl kalkındığını, büyüdüğünü, dev projelerle yeni ufuklara yelken açtığını görüyorum. İnsafsızlık da edemem, vefasızlık da edemem, nankörlük de edemem…
Fetullah Gülen’in ihanetini gören bir insan olarak, hainlerden uzaklaştığım ve uzaklaşmakla da kalmayıp 5 yıldan beri Beyaz TV’de ve 3 yıldan beri Star gazetesinde hainlerle mücadele ediyorum.
Sayın Erdoğan da en büyük mücadeleyi verdiği halde hala başta Muharrem İnce tarafından hem de meydanlarda “en büyük FETÖ destekçisi” ilan ediliyor. Bugün FETÖ projelerinde kendilerine yer verilen, Amerikalılarla görüştüğünü söyleyen yavuz hırsızlar, ev sahibini bastırmak istiyor.
Hâlbuki 15 Temmuz gecesi de gördük ki, Erdoğan bu FETÖ hainleri ile hayatını ortaya koyarak mücadele etmeseydi, ABD, Türkiye’yi Fetullah Gülen’e teslim edecekti.
Benim AK Parti’ye destek çizgim, kurulduğu günden beri aynı oldu. Allah’a hamdolsun ki, Rabbim bana hem de 25 Aralık 2013’te, hükümete karşı siyasi darbe teşebbüsünün yapıldığı gün, Zaman’da şu satırları yazmayı nasip etti:
“Devlet içinde seçilmiş iktidara karşı, paralel güç oluşturma, kafa tutma, tuzak hazırlama peşinde olan kim varsa gözünün yaşına bakılmasın. Milletin AK Parti’ye sandıkta verdiği iktidar emanetini korumak, milletin namusunu korumak gibidir. Seçmen, falanlar, filanlar da iktidara ortak olsunlar diye oy vermiyor. Hiçbir bürokrat, amirleri dışında bir yerlerden emir, talimat alamaz. Buna kimse rıza gösteremez, göz yumamaz. Kararım şimdiden net. Yerel seçimlerde (30 Mart’taki) Hüseyin Gülerce olarak AK Parti’ye oy vereceğim.”
15 Temmuz darbeye teşebbüs ihanetinin bir Haçlı projesi olduğunu, PKK ile FETÖ’yü sahaya süren ellerin, milletimizin asırlık düşmanları olduğunu görüyorum. Çanakkale ruhu ile yerli ve milli bir diriliş yaşadığımızı iliklerime kadar hissediyorum.
Meselenin Erdoğan meselesi olmadığını da biliyorum. Türkiye, bölgesinde söz kesen, mühür basan bir devlet olsun istenmiyor. Erdoğan’ı bahane ediyorlar. Erdoğan olmasaydı ABD, Büyük Ortadoğu Projesinden vaz mı geçecekti?
Erdoğan olmasaydı ABD, İsrail’in güvenliğini kendi güvenliğinden daha önemli görmeyecek miydi?
Erdoğan olmasaydı Batı, İslam coğrafyasını etnik ve mezhep çatışmalarına düşürmekten vaz mı geçecekti?
Erdoğan olmasaydı, güney sınırlarımızda bir bölücü PKK devleti kurulmasından/kurdurulmasından Amerika vaz mı geçecekti?
Erdoğan olmasaydı, ABD PKK’ya Suriye’de 5 bin TIR, 2 bin kargo uçağı ile silah vermeyecek miydi?
Erdoğan olmasaydı Almanya, Yunanistan başta, bazı AB ülkeleri FETÖ’cü firarilere kucak açmayacak mıydı? PKK’lılara meydanlarda mitingler yaptırmayacaklar mıydı?
Erdoğan’ın Müslümanlığından, milli ve yerli duruşundan, milletinin desteğini alıyor olmasından dolayı Erdoğan’sız Türkiye istiyorlar.
Türkiye’nin yönetilemez hale geldiği algısını stratejik hedef yaptılar. “Saray”, “Sultan”, “Diktatörlük” saldırıları bu algının bir parçası…
Türkiye’nin Erdoğan’a ihtiyacı var. İstikrar için, huzur için, terörün artık milletimizin önünde engel olmaktan çıkarılması için Erdoğan’a ihtiyacımız var.
FETÖ ile mücadelenin kararlılıkla devam ettirilmesi için Erdoğan’a ihtiyacımız var.
Eski Türkiye’ye dönmemek için, şimdiden kokusu çıkan HDP’li hükümet pazarlıklarına mahkûm olmamak için MHP ile birlikte yürüyüşe, Cumhur İttifakı’na ihtiyacımız var.
Oyum onun için Erdoğan’a ve AK Parti’ye…