Alman Türkolog F. Giese "İslam DünyasıDie Velt Des İslam Dergisi’ne 1914 yılında şöyle yazar: Osmanlı Devletindeki Hıristiyanlar Avrupa'daki kadar huzur içinde yaşamaktadır. Ermeniler 1897 ve 1907 tarihlerinde, Avrupa'nın kışkırtmaları sonucu ayaklanınca Osmanlı yönetimi gerekli önlemler almak zorunda kaldı. Yoksa durup dururken Türkler Ermenilere ne baskı uyguladı ne de onları cezalandırdı.
Ermenilerin isyan bayrağını açmasında en büyük etken, başta ABD'nin gönderdiği, din adamı kimliğiyle Türkiye'ye gelip ortalığı karıştırmaktan öte hiçbir iş yapmayan misyonerlerdi. Osmanlı Ermenileri için açtıkları okullar aracılığıyla sürekli onları tahrik ederek, Türk/Müslüman düşmanlığının tohumlarını ekmiş, terör örgütlerinin oluşturulması için büyük çaba harcamışlardır. Amerikalı misyonerler her fırsatta Ermenilerin ezildiğini söyleyerek kilisenin desteğini sağlamış ve Batı'da bir "Abdülhamid düşmanlığının" oluşup gelişmesi için geceli gündüzlü çalışmış. Başta Amerika ve İngiltere ardından da Rusya ve Fransa, Ermenilerin bağımsızlığı için onları örgütleyip ayaklanmalarını sağlamak istemiş.
Yabancı basında Ermeni cemaati ve Batı kamuoyunun desteğini kazanabilmek amacıyla yoğun bir "Barbar/Vahşi Osmanlı... Kızıl Sultan" başlıklı bir kampanya başlatılmış ve Osmanlı Devletinin her isyanı bastırma harekatı "Vahşi Müslümanlar zavallı Hıristiyanları katlediyor" başlığı altında Hıristiyan belleklere kazınıyordu. Karşısına dikilip "daha ne kadar Ermeni öldüreceksiniz" diye küstahça soran İngiliz büyükelçisine, Abdülhamid Han "Falan gün falan saatte Karadeniz'in falan noktasına yanaşıp, karaya Ermenileri Türklere karşı silahlandırmak için, şu kadar sandık silah ve malzeme çıkaran İngiliz gemisinde bulunan tüfek kadar Ermeni öldüreceğiz" demişti. En çok Ermeni çetecilere göz açtırmadığı ve Kürtlere kurdurduğu Hamidiye Hafif Süvari Alayları nedeniyle Avrupa'dan Kızıl Sultan damgasını yiyen padişah, yılmamış ve mücadelesini tahtta bulunduğu 33 yıl boyunca sürdürmüştü.
Başta İngiltere olmak üzere bütün Avrupa ülkelerindeki büyükelçiliklere ek ödenekler sağlayan padişahın tahttan indirilmesi ve İttihatçıların Batı basınına tam sayfa ilanlar vererek özür dilemesiyle Osmanlı karşıtı kampanya bir anda son bulmuştur.
(Yarın Abdülhamid Han'ın halledilmesi ve petrol oyunu)