Uzun yıllar aradaki buzları eritmek adına atılan adımların, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son ziyareti ile nasıl bir olumlu sonuç verdiğini hep beraber gördük.
Orta Asya’da mihenk taşı olan Özbekistan; hem insan potansiyeli, hem de jeo-siyasi yeri nedeni ile hep dikkat merkezindeydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun yıllardır Özbekistan’la Türkiye arasında esen soğuk rüzgârları ortadan kaldıran adımlar attı ve Özbekistan’da bu adımları karşılıksız bırakmadı.
Özbekistan’ın yeni yönetimi, rasyonel ve akıllı politika sistemi uygulanmasında ısrarlı ve Türkiye’nin ne kadar anlamlı bir güç olduğunu, hatta Özbekistan’ın elini kuvvetlendiren bir güç oluşturacağını idrak etmekte!
Özbekistan, Türk-İslam felsefesinin kaynağı bir ülke. Özbekistan içinde barındırdığı İslami değerlerle de korunması gereken bir ülke. Zira Batı’nın, İslam coğrafyasındaki suni yapılandırmalarla nasıl bir plan program içinde olduğunu, Özbekistan yönetimi de iyice anlamakta!
Özbekistan içerisinde, Vahhabilik ve Selefilik akımlarına zemin oluşturma çabası, uzun zamandan beri devrede! Rusya’yı kuşatma, Merkezi Asya’da İpek Yolu hattı üzerinde konumunu belli etmek için ABD ve buna ek olarak Batı ittifakının, Özbekistan ağırlıklı çalışmalar peşinde olduğu bilinen bir gerçektir!
Ve elbette Türkiye bağı... Özbekistan’ın yeni yönetimi ve Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev başta olmak üzere, Türkiye’ye verdiği değer ve anlamı, sadece kardeşlik bağı olarak okumamak lazım. Yeni dizayn edilen dünya modelinde, Özbekistan’a estirilme ihtimali çok yüksek olan sert rüzgârlar ve badireler konusunda, Türkiye hattının ne anlama geldiğini ve bu hattı ciddi bir bağla pekiştirmenin, Özbekistan çıkarlarınca doğru olacağını, cesur söylemleri ile teyit etti. Türk-İslam tarihinin önemli ismi İmam-ı Mâtürîdî fikriyatının, Türkiye ve Anadolu insanı için nasıl bir anlam taşıdığını bilmeyen yok. Bu fikriyatı, tabii olarak Batılı İttifak da bilmekte. Merkezi Asya’nın, özellikle Afganistan’da konumlanan ABD’nin, İpek Yolu hattını kontrol amaçlı çabalarını, bunun için halen ürettikleri İslami kamuflaj altında, esasında Orta Asya’nın gerçeği olan İmam-ı Mâtürîdî yolu ve İslami analizin içini boşaltma isteklerini göz ardı edemeyiz. Bu coğrafya koca İslam coğrafyası ve bu mefkûrenin kılcal damarlarını halen bünyesinde muhafaza eden bir coğrafyadır. Özbekistan’ın yeni başkanının da bunu böyle okuması, güzel bir sonuca açılacak akıllı bir kapının habercisidir. Türkiye’ye duyulan teveccüh, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duyulan sevgi, bu açılacak kapının esas anahtarıdır. Bu zaman diliminde doğru hamle, ilerideki yüzyılların kaderini belirlemekte! Erdoğan’ın ilmi siyaset zekâsı, Özbekistan’ın yeni başkanı ve ekip arkadaşlarının olayları doğru okuma kabiliyeti, büyük yeni badireleri atlatmak için ciddi kozdur. Devletler 3-5 yıllık değil, orta hedefte 100 yıllık düşündükçe, devlet aklı üretir. Tıpkı, şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan şahsında, Türkiye’nin yaptığı gibi...