Kafkaslarda, 1993 yılının Mart ayında tehlikeli sayılabilecek bir dizi dalgalanma olur. Rusya'nın Ermeni birliklerine destek vererek Azerbeycan'ın büyük bir bölümünü işgal tasarılarının neredeyse son aşamaya geldiği istihbaratını alan Azerbaycan CB'nı Ebulfeyz Elçibey, Azerbaycan Baş Savcısı İhtiyar Şirin'i özel bir görevle Ankara'ya yollar.
Nisan ayının ilk günü BB Demirel'le görüşen Şirin, daha sonra CB'nı Turgut Özal'ın yanına çıkar, Elçibey'in özel ve kişiye mahsus damgalı mektubunu sunar.
Aslında bu işgal hazırlıklarından Özal'ın haberi vardır. Gerek MİT gerekse de askeri istihbarat son zamanlarda Kafkaslar'da tehlikeli bir hareketlenmenin başladığını bildirmişti. Bu hazırlıkların altında yatan gerçekse, Bakü'nün Türkiye ve Batı'ya yakınlaşması ve de Bakü-Ceyhan petrol boru hattının varlığıydı.
Başsavcı Şirin daha Ankara'ya ulaşmadan Özal'ın emriyle TSK, Ermenistan sınırına asker yığmaya başlamıştı. Türk ordusu, Ermeniler, Azeri topraklarına saldırırsa, Kars Antlaşması uyarınca Türkiye'nin garantörü oloduğu Nahçıvan'ı Azerbeycan'a bağlayacak bir koridor açmak için Ankara'dan gelecek emri beklemeye başlamıştı. Ayurıca Azeri ordusuna silah ve uzman yardımı sürüyordu. Bunu gören Moskova işgalden o saat vazgeçti.
Özal hemen uzmanlarına haber vererek geniş kapsamlı bir Orta Asya gezisinin hazırlıklarına başlamalarını emretti. Gezinin amacı "ekonomik ilişkileri geliştirmek" olarak ilan edilmiş olsa da gerçek amaç Moskova'ya gözdağı vermekti.
Rahmetli Turgut Bey Ortadoğu gezisine 5 Nisan 1993 tarihinde başladı. Balkanlardaki ilk Türk okulu, Mehmet Akif Ersoy Kolejini Arnavutluk'ta açtı. Doktorların bütün karşı koymalarına rağmen, son gezisine çıkmıştı. Yurda 15 Nisan'da döndü, 17 Nisan 1993 Cumartesi günüyse vefat etti.
Hem Moskova hem de ABD'nin adım adım izlediği gezi, çok başarılı olmuştu. Türkiye dünyaya, Kafkaslar ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin sonsuza kadar arkasında olduğunu bir kez daha, somut bir biçimde ilan etmişti.
Moskova bu gezinin öcünü aylar sonra alacaktı. Bakü'de isyanı başlatan Albay Suret Hüseyinov'u kullanarak Elçibey'i devirecekti. Türkiye'de rahmetli Demirel baştaydı ve gene "vah vah; tüh tüh" dönemi başlamıştı. Yıllar sonra 2003 yılında bir Rus diplomatı, "Özal ölüp dizginler yeniden Demirel'in eline geçince rahatladık; Özal sağ olsaydı Elçibey'e darbe yapılamazdı!" diye açıklayacaktı Allah'ın bildiğini!