ABD’nin Venezuela’ya sömürge valisi atama teşebbüsü Türkiye’de bazılarının ağzının suyunu akıtmaya devam ediyor. Sömürge valisi olmaya hevesliler 1 Nisan’ı bekliyor. Tüm umutları, 31 Mart yerel seçimlerinde Ak Parti’nin düşük rey alması. Umdukları netice olursa Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın halk nezdinde güvenirliğini, meşruluğunu kaybettiğini iddia ederek ortalığı karıştıracaklar. Biliyorsunuz CHP aylar öncesinden meşruluk tartışmasını başlatmıştı. Eh zaten uluslararası unsurlar da teyakkuzda!
Yerel seçimin neticesi istedikleri gibi olmadığı takdirde de, seçimin meşruluğu üzerinden kargaşa çıkarma hazırlıkları başladı. Sahte seçmen konulu değişik senaryolar yayıyorlar. Sahte seçmen yalanlarıyla seçimi şimdiden kaybettiklerini ilan etmiş olanların niyetlerini, Ak Parti muhalifi olan bir isim açıkladı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu: "Sosyal medyada 'bilmem kaç bin ölü oy kullanıyor', 'bir çiftlikte 20 bin kişi yazılmış, orada 5 bin kişi yığılmış' gibi, 'dayımın oğluna bir arkadaşı söylemiş kesin bilgi yayın' gibi paylaşımların arkasında Türkiye'de sandığı itibarsızlaştırıp müdahale zemini arayan küresel güçlerin gayet planlı operasyonu vardır."
Sayın Feyzioğlu mevzuyu vâzıh bir şekilde anlatmış. Daha açığı ancak ahmağa söylenir ki gereksiz bir çabadır!
Venezuela Başkanı Maduro’ya Türkiye’den verilen desteği karikatürize edenleri, saptıranları, sanki silah zoruyla kendilerine “Ben Maduro’yum” dedirtmeye zorlanmışlar gibi yüksek sesle “Ben Maduro değilim” diyen kulak tecavüzkârlarına dikkat edilmeli. Kimi kendisine verilen görevi îfâ ediyor, kimi de ahmaklığının derin sularında çırpınıyor.
Hatırlatayım: Mezkûr şahıslar 15 Temmuz öncesi de, Başkan Erdoğan’ın “Paralel yapı bir terör örgütü” dediğinde aynı tavrı göstermişti. Başkan Erdoğan ısrarla “FETÖ” dedikçe bu güruh Erdoğan’la dalga geçmiş, bunun hukukî altyapısı olmadığını iddia etmişlerdi. Hakkı ve hukuku bir tek kendileri biliyordu!..
15 Temmuz olduktan sonra da ‘15 Temmuz kahramanlıklarını’ yazdılar. Tabiî ki yüzleri kızarmadı, sırıta sırıta ekranlardan, gazete köşelerinden ahkâm kestiler.
Yazımın başında belirttiğim senaryo tutar ve Türkiye’ye de aynı müdahale yapılmaya kalkılırsa mezkûr eşhas, “ABD’nin müdahalesine karşıyız ama…” diye başlayan cümlelerle ABD’nin müdahalesini meşrulaştıracaklar. Tıpkı Maduro’nın ne kadar antidemokrat olduğunu anlatmaya çabaladıkları gibi. ABD para verse bunların yaptığını yaptıramaz!
Hataları söylemek, eleştirmek başkadır, vatanını işgale zemin oluşturacak işgalcinin argümanlarını bayraklaştırmak başkadır.
Önümüzdeki yerel seçimler sadece yerel seçim değildir. İyi Partisi’nden CHP’sine, “HDP PKK ile eşitlenmemesi gerek” denildiği bir seçim arifesinde HDP sözcüsü Saruhan Oruç’un CHP ve İyi Parti ittifakına verecekleri destek üzerine görüşlerini aktaran T24 yazarı Murat Sabuncu’nun yazının sonunda yazdığı üzere, “Kimse, ‘Bu genel değil yerel seçim’ demesin.”
Yazımı bitirirken MHP Genel Başkanı’nın açıklamaları son dakika olarak haber sitelerine düştü. Bahçeli, Venezuela üzerinden şu soruyu soruyor: "Kalkıyor, diyor ki; 'Ben, seni istemiyorum, yerine filanı tanıyorum.' ABD burada netice alırsa ne olacak? Bu yanlıştan insanlığı kurtarmak lazım. Bu risk her ülke için geçerlidir. Bir cümle söyleyeceğim başlık atacaksınız. Başlığa gelelim: Buna Türkiye, komşu ülkeler, Avrupa rıza gösterir ise yarın Türkiye’de de, 'Ben sizi tanımıyorum, Kemal Kılıçdaroğlu’nu kabul ediyorum' derse ne yapacağız?”
Sayın Bahçeli’nin sorusuna herkesin kendi tıyneti üzerine bir cevabı vardır. Benim bu sözler vesilesiyle dikkat çekeceğim nokta: Böyle bir durumda ABD, “gemiden inenler” varken Kılıçdaroğlu’nu atayacak kadar ahmak değildir!..