Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğu af yasası teklifi bugün açılacak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmeye başlanmasıyla yasa hakkında müspet ve menfi tepkiler yoğunlaşacak.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, FETÖ’cü hâkim ve savcıların sebep olduğu mağduriyetlerin giderilmesi adına af yasası hazırladıklarını söylüyor: "Hazırladığımız kanun teklifinin amacı, FETÖ mensubu hâkim ve savcıların geçmişte adalet mekanizması ve adalet duygusunda açtığı yaraların onarılmasıdır. Hain FETÖ örgütünün adalet sistemimiz içerisinde yapmış olduğu kadrolaşmanın sağladığı avantajla siyasi, ideolojik ve ekonomik olarak hasım gördüğü kişileri hukuk dışı yöntemlerle tasfiye, cezalandırma ve yok etme yollarına başvurduğu bilinen bir hakikattir. Örgüt, binlerce kişiyi haksız yere cezalandırmış ve telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere sebep olmuştur. Bu hukuksuz uygulamanın tamamına Türk toplumu tanıktır."
Sayın Feti Yıldız’ın da ifâde ettiği üzere Türk toplumu olarak FETÖ’cü hâkim ve savcıların yol açtığı mağduriyetlere şahidiz hatta mağduruyuz. Lâkin MHP’nin verdiği yasa teklifinde af kapsamına aldığı suçlar, cemiyette “adi suç” denilen suçlar. MHP’nin verdiği yasa teklifine göre FETÖ halkımızın bir bölümünü ‘torbacı, katil, mafya, hırsız, gaspçı vb.” adi suçlamalarla mağdur etmiş ama ne hikmetse ‘terörist, örgüt üyesi vb.” siyasi suçlamalarla hiç mağdur etmemiş; hukuk diliyle yazarsak, MHP’nin bu iddiası hayatın tabi akışına aykırı!..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Af konusu eğer bir suç devlete karşı işleniyorsa devletin bunu af yetkisi olabilir. Fakat şahıslara karşı işleniyorsa bunun af yetkisi devlette değildir. Bunu affedebilecek merci mazlum mağdur insanların ta kendisidir.” sözü de gösteriyor ki af mevzusu üzerine çok konuşulacak.
Bu yazımda bahsedeceğim mevzu, 28 Şubat cuntasının yaptığı fişlemeler. Bu fişlemelere, her ne kadar MHP’nin ilgi alanına girmiyorsa da, FETÖ’nün yaptığı eklemeler. Devlet nezdinde bu fişlemeler hâlâ geçerli.
Tam bir sene önce “28 Şubat Şubat Fişlemeleri Neden Silinmiyor” (https://www.star.com.tr/yazar/28-subat-fislemeleri-neden-silinmiyor-yazi-1262406/) başlıklı yazımda bu garabeti anlatmıştım: “Devam eden 28 Şubat mahkûmiyetleriyle birlikte şimdi de 28 Şubat dönemi cuntanın yaptığı fişlemeler karşımıza çıkmaya başladı. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden bana ulaşanlar, çocuklarının devlette görev almak için başvuruda bulunduklarında karşılarına kendileriyle ilgili 28 Şubat döneminde hazırlanmış fişlemelerin çıkmasından muzdaripler.
20 yıl önce İmam Hatipler kapatılmasın diye, başörtülüler üniversiteye alınsın diye düzenlenen gösterilere katılan Müslüman Anadolu halkı 28 Şubat cuntası tarafından tek tek fişlenmişti. Bu gösterilere katılanlar geceleri evlerinden, ‘terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla gözaltına alınmışlar, günlerce süren işkenceli sorgular ardından mahkemeye çıkartılmışlardı. Uzun yargılamalar neticesinde de kahir ekseriyeti beraat etmişti.
Türkiye’de garip bir uygulama var. Hayali bir suçla gözaltına alınıyorsunuz, günlerce işkence görüyorsunuz ve yıllar sonra beraat ediyorsunuz. Yalnız devlet beraat etmenizi hiç kaale almıyor. ‘Devlet aklı’ denilen tanımlamayla söylersek, ‘Devlet aklı’ beraat etmenizi kabullenemiyor, gönül koyuyor ve sizi hep suçlu görüyor! Sadece sizi değil çocuğunuzu, torununuzu da...”
Bu bir senede değişen bir şey var mı? Yok! Devletimiz çocuklarımıza ve torunlarımıza, darbecilerin haklarımızda hazırladığı fişleri okutmaya devam ediyor. Sadece okutmakla kalsa iyi, onları da fişlere ekliyor!..
Bakalım bu hukuk ayıbını ortadan kaldırmak kime nasip olacak?