Geçen sene gidememiştim. Bu sefer özellikle görmek istedim. Adını bile duymadığımız spor etkinliklerinden bahsediliyordu. Cirit, kökbörü gibi sporları biliyorduk da, mangala, aba güreşi, şalvar güreşi ve mas güreşi gibi spor dallarını yeni duyuyorduk.
11 Mayıs’da Yenikapı’da başlayıp bugün sona erecek olan Etnospor Kültür Festivali’nden bahsediyorum.
***
Cuma namazından sonra seri bir şekilde gezip ayrılmayı planlıyordum. Ama dört saatte ancak çıkabildim.
Çünkü festival sadece geleneksel spor etkinliklerinde ibaret bir festival değilmiş. Festivalde adeta tarihimiz yeniden canlandırılmış, belediyeler, sivil toplum örgütler, yayınevleri birbiriyle yarışırcasına kültürel etkinlik yarışına girmişler.
Kapalı mekanda ES Medya dahil yayıncılar, dernekler, üreticiler, belediyeler, vakıflar ve değişik tanıtım stantları vardı.
***
800.000 metrekarelik açık alan ise tarihin canlandığı rengarenk tezahürlerle doluydu.
Onlarca otağ denen büyük ve süslü çadır. Her biri ayrı bir ülkenin ya da şehrin özelliklerini taşıyor. İç kısmında temsil ettiği yörenin ürünleri sergilenmiş dışında ise ya bir gösteri var ya da yörenin bir etkinliğinin canlandırılması.
Davul sesi zurna sesi, mehter sesi bağrışmalar.
Ayrıca, cağ kebabından gözlemeye, pastırmadan Özbek ekmeğine kadar her yöre kendi ürününü ya satıyor ya da ücretsiz ikram ediyor.
***
Okçuluk sporlarıyla ilgili bölümde hem spor gereçleri sergileniyor hem de müsabakalar tertip ediliyor.
Güreş alanında pehlivanlar gösteri yapıyor.
Ortaasya kökenli, pehlivanların sırtlarına aba giyerek bellerine kuşak takarak yaptıkları aba güreşini görüyorsunuz.
Öte yandan mas güreşi dedikleri iki kişinin ayaklarını ortadaki ağaca dayayıp bir sopayı kapma şeklinde yapılan Mas (ağaç) güreşi yapanları görüyorsunuz.
Kuşak güreşini göremedim.
48 taşla oynanan Ortaasya’dan günümüzü gelmiş bir zeka oyunuymuş Mangala oynayanları görüyorsunuz.
Bunlar benim ilk kez gördüğüm sporlar.
Festivale 185’i atlı sporcu 175’i okçu değişik dallarda 586 sporcu katılmış.
***
Alan çok geniş gezmekle bitecek gibi değil. Sadece spor etkinlileri yok, açık alanda ayrıca hem üretimi gösteren hem de satış yapılan küçük kulübeler var. Seramikten ipekli ürünlere kadar el sanatları sergileniyor.
Ben ipeğin nasıl elde edildiğini orada gördüm. Kozadan çıkartılıp çıkrığa nasıl sarıldığını o küçücük mekanda uygulamalı olarak gösterdiler.
***
En son atlı okçuluk, cirit, kökbörü ve atlı akrobasi alanına geçtim. Önce atlı okçular maharetlerini sergilediler. Bir Kırgız gencin ayaklarıyla ok atması ise etkileyiciydi.
Sonra Erzurum ve Uşak takımları bir cirit müsabakası yaptılar.
Peşinden Kırgızların müthiş atlı akrobasi gösterileri vardı.
En son kökbörü gösterisini bekleyemedim ayrıldım.
***
Uzatmayayım geleneksel sporlarımızı ve el sanatlarımızı büyük bir organizasyonla tanıtan ve sevdiren festival etkileyiciydi. Büyüklerin de görmesi lazım ama özelikle ebeveynlerin çocuklarını bu ve benzeri festivallere götürerek tarihiyle buluşturması gerekir diye düşündüm.
Başta Bilal Erdoğan olmak üzere emeği geçen herkesi böyle kültürel bir etkinlikle İstanbulluları buluşturdukları için tebrik ediyorum, güzel bir hizmet.
Not:
Festival muntazamdı, ancak bir eksiği vardı. Etkinlikleri gösteren büyük, yüksek ve dikkat çekici levhalar yoktu. Siz kendiniz gezerseniz görüyorsunuz yoksa nerede ne var pek belli değil. Oysa büyük tabelalarla ve istikamet gösteren oklarla etkinlikler ve alanları gösterilebilir ve daha bilinçli gezme imkânı sağlanabilirdi.