İki hafta önce Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın Açık Görüş için yazdığı yazıda vardı; okullardaki ikili sistemin (sabahçı-öğlenci) bitmeye yakın olduğu, derslik, okul ve öğretmen sayısındaki artışla birlikte tam gün sistemine geçişe az kaldığı bilgisi. Önceki gün de Başbakan Binali Yıldırım bunu teyid etti.
Eğitim sistemiyle ilgili yapılması gereken çok şey var. Ama iyileştirmek için azami gayret sarf edildiğini kabul etmek lazım.
Dershanelerin kaldırılması en önemli adımdı. Süreci hatırlayın; ne büyük kıyamet kopmuştu. Bugün FETÖ için “Allah bunların belasını versin” diyen medya organları o dönemde dershanelerin kapatılmaması için elinden geleni yapmıştı. Dershanelerin FETÖ’ye haşhaşi yetiştirme merkezi olarak kullanıldığını bilmelerine rağmen üstelik...
Dershane tartışmasından bugüne eğitim sisteminde ciddi yapısal değişiklikler oldu. Hem MEB kadrolarının bu yapıdan arındırılması hem de okulların eğitimin asli unsuru olarak yeniden konumlandırılması ve eğitim kalitesinin artırılması konularında epey yol alındı.
Ama tüm bu iyileştirmeler ve FETÖ’den arındırma faaliyetleri sırasında MEB yine hedefte. İmam Hatiplerin sayısından, proje okullara öğretmen alımına kadar pek çok şey eleştiri konusu yapıldı. Bir takım marjinal gruplar bazı liseler üzerinden provokasyona dahi kalkıştı.
***
Şimdilerde yeni tartışma konusu ise öğretmen alımlarındaki mülakatlarda sorulduğu iddia edilen sorular. Gazetelerde hem haber olarak yer aldı hem de epey köşe yazarı olayın aslı var mı yok mu araştırmadan “malum sorulara makbul cevaplar” dahi hazırladı. İddia edilen soruların bir kaçını zikredelim de bu kasıtlı haber ve yazıların neye matuf olduğu anlaşılsın: “Reis deyince aklınıza ne geliyor?”, “Başkomutan kimdir?”, “Alevi misiniz, Sünni mi?”
Nasıl ama iyi sorular değil mi? “AK Parti yandaş öğretmen seçiyor” başlıklı bir haber yapmak için güzel kurgu.
Doğrusu gerçek olması hali beni de dehşete düşürecek bir haber. Ama gerçeği öğrenmek çok zor değil. Çünkü bu sorulara muhatap olan kişi şikayetçi olabilir, Milli Eğitim’e gidebilir, olmadı adli yollara başvurabilir. Somut bir şikayet söz konusu değil ama günlerdir gazetelerde haberleri çıkıyor.
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin konuyla ilgili bakın ne diyor: “Mülakat sorularıyla ilgili çıkan haberlerin tamamı yalan. 300 komisyon mülakat yaptı. Her komisyonda 3 uzman görev aldı. Sorular 30’a yakın uzman tarafından hazırlandı. Her aday için iki soru kura ile çekilip zarflandı, mühürlendi ve komisyonlara gönderildi. Adaylar zarfları çekerek sorularını kendileri belirledi. Bizim hazırladığımız sorular içinde iddia edilen gibi bir tek soru yok. Böyle bir şey mümkün olamaz zaten. Soru faslına geçmeden önce heyecan yatıştırmak maksatlı yapılmış olabilecek sohbetleri tespit için 30 kadar komisyonla görüşme yaptım. Görüştüğüm komisyon üyeleri de kendi gruplarında bu tarz soruların asla sorulmadığını ifade etti. Bize bununla ilgili bir şikayet ulaşmış değil. Bildiğim kadarıyla bir başka makama ulaşmış şikayet de yok. Yapılan itirazlar maddi hatalara binaen yapılmıştır. Adaylara iki soru soruyoruz, komisyon üyeleri sadece bu iki soruya verilen cevapları notluyor.”
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz da konuyla ilgili açıklama yaptı, o da aynı şeyleri söyledi. Böylece bir haberin daha yalan olduğu anlaşıldı.
Bakalım yalanın sahipleri şimdi ne diyecek? Ya bu yalana köşelerini açanlar...