Bir süredir kıdem tazminatı konusu gündemden düşmüyor. Özellikle kıdem tazminatındaki önemli sorunlardan birisi de kıdem tazminatının süresinde ya da hiç ödenmemesi olduğunu söyleyebiliriz.
Kıdem tazminatı, 1475 sayılı kanunda gösterilen fesih hallerinde, en az bir yıllık çalışması olan işçiye veya işçinin vefat etmesi halinde de bu işçinin hak sahiplerine işveren tarafından ödenmesi gereken paradır. Kıdem tazminatı, esas itibariyle işçinin işverene sadakatle ve bağlılıkla hizmetlerinin bir karşılığıdır.
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde, işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. İş sözleşmesinin feshedilmesi halinde işçinin iş görme ve işverenin de ücret ödeme yükümlülüğü sona ermektedir.
İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve kanundan doğan para ve parayla ölçülmesi mümkün menfaatlerin, iş sözleşmesinin sona ermesi halinde, tam olarak ödenmesi zorunludur.
Kıdem tazminatı, hizmet sözleşmesinin İş Kanununda belirten nedenlerden birine istinaden sona ermesi halinde ödenebilmektedir.
İşçinin, istifaen iş akdini feshetmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanması söz konusu değildir.
Kıdem tazminatının, genel olarak hizmet sözleşmesinin sona erdiği tarihte ödenmesi gerekmektedir. Ancak, kıdem tazminatı bazı nedenlerden dolayı ödenmesi gereken zamanda ödenmemekte veya ödenememektedir. 1475 sayılı İş Kanununda, 2869 sayılı kanunla yapılan değişiklikle kıdem tazminatının ödenmesinin gecikilmesi halinde faiz özel olarak belirlenmiştir. Kıdem tazminatının süresinde ödenmemesi halinde ise, mahkemece faize hükmedilmektedir.
Mahkemece, İhbar ve diğer işçilik hakları için temerrüt tarihinden veya (temerrüdün ispat edilememesi halinde) davanın açıldığı tarihten itibaren kanuni faize hükmedilmektedir.
Ancak bu faiz oranı kıdem tazminatı için akdin feshinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz olarak belirlenmektedir.
Kıdem tazminatının süresinde ödenmemesi halinde, işçinin iş mahkemesinde dava açması gerekmektedir. İş mahkemesinde, hakimin fesih tarihinden veya işçinin ölüm tarihinden itibaren kıdem tazminatının gecikme süresi için mevduata uygulanan en yüksek faizle birlikte ödenmesine karar vermesi gerekir (İş K. 14/XI). Mevduata uygulanan en yüksek faizin tespiti de Merkez Bankası ve diğer bankalardan yazılı bilgi talebiyle yapılmaktadır.
İşçi ve işverenin uzlaşmaları durumunda, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesi olanaklı bulunmaktadır. Kıdem tazminatının taksitlendirilerek ödenmesi halinde, gecikme faizleri ödeme tarihleri dikkate alınarak hesaplanır. Yargıtay’a göre, işçi taksitler halinde ödenen kıdem tazminatı için geçmiş günler faizi isteyebilir. Ancak, bu istemde bulunabilmek için ödemelerin ihtirazi (çekince) kayıt konularak alınmış olması gerekir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin E: 2014/25963, K: 2016/1180 ve T: 19.01.2016 sayılı kararında; “4857 sayılı İş Kanunu'nun 120'nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 Sayılı Yasa'nın 14'üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez.” Hükmü verilmek suretiyle kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanması gerektiği belirtilmiştir.