Kimin kiminle beraber olduğunu not ettik. Bütün benzemezlerin Erdoğan düşmanlığı ekseninde nasıl aynı cephede bir araya getirilebildiklerini not ettik. İmamoğlu’nun arkasında ‘üst akıl’ diye nitelendirdiğimiz küresel güçlerin nasıl durduklarını not ettik. İçerde o güçlerin işbirlikçilerinin nasıl öfkeyle hizalanlandıklarını not ettik. Bizden bildiklerimizin bizden olmadıklarını not ettik. Bir dönem başımıza taç ettiklerimizin ayağımız sürçtüğünde bizi nasıl arkadan hançerlediklerini not ettik. Dost görünenlerin nasıl zehirli birer düşman olduklarını not ettik. Reis’in katında en itibarlı konumlarda oturanların nasıl saf değiştirdiğini not ettik. İhanetin kendisini not ettik. Alçaklığın, namertliğin her türlüsünü not ettik.
***
Her konuda konuşan, yağıp gürleyen ey zat-ı na-muhterem, sen niçin çıkıp konuşmuyorsun? YSK kararı konusunda herkes safını belirledi. Sen niye susuyorsun? Ey Reis’in sayesinde elde ettikleri itibarla caka satan zat-ı muhteremler! Sizin hiç görüşünüz yok mu? Sırası gelince mangalda kül bırakmazsınız. Tafranızdan yanınıza kimse yanaşamaz. Söyleyecek sözünüz mü yok, yoksa tavır koyacak yüreğiniz mi? İmamoğlu’nun bir işaretiyle tavır koyan sanatçılardan ibret alın. Onlar kadar yürekli değilseniz size bahşedilen o koltuklarda oturmamak gibi bir onurlu davranışı sergileyebilirsiniz değil mi? Sahada görünmezsiniz. Risk almazsınız. En fenası bir zorluk anında ya çark edersiniz ya da susma yolunu tercih edersiniz. Ama nimetlerden en iyi biçimde yararlanmasını bilirsiniz. Nimette en önde, ama külfette yoksunuz. Kaç gündür bekliyorum nasıl tavır koyacaksınız diye! Heyhat! Bakıyorum da derin suskunluğa gömülmüşsünüz. Sebebi ne ola ki? İnandığım gibi konuşursam itibarlı konumumdan olurum diye mi? Öyleyse yazıklar olsun kalıbınıza! Aydınlığınıza da, siyasetçiliğinize de, akademisyenliğinize de, sanatçılığınıza da yuh olsun! Öyle değil diyorsanız, bugün Reis’in yanında durmayacaksınız da ne vakit duracaksınız? Yüreği olmayandan adam olmaz. Bir makam için olduğundan farklı görünenden de.
***
367 darbesi üzerinden kıyaslama yapan zat-ı na-muhterem kalkmış dün kendisini dövenlerin safında bizi dövmeye kalkıyor. Bu utanç anlarsan sana yeter! Celladına aşıksın sen! Seni Stockholm sendromu bile izahta yetersiz kalır. “Mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun” diye başlayan cümlelerle YSK kararı üzerinden Reis’le namertçe hesaplaşmaya koyulan başka zat-ı na-muhteremin çizgisini de not ettik. Ne demek gerekçesi ne olursa olsun! Yani sandıkta hile ve hırsızlık tespit edilmiş olsa bile, AK Parti’nin oyları iç edilip CHP adayına kazandırıldığı ispat edilse bile YSK seçimi yenileme kararı almamalı mı demek istiyorsunuz?
Bu mu hak, hukuk, adalet anlayışınız? Demek ki “stratejik derinlik” dediği şey buymuş hazretin! Ha İmamoğlu ha Davutoğlu! Erdoğan karşıtlığına yaslanan o kör öfkenizin ve hırsınızın sizi sürüklediği çukuru not ettik.
***
Bizim mahallenin bazı ‘İslamcı’larının “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” hadisi üzerinden içerdeki iflah olmaz Erdoğan düşmanlarına ve dışarıdaki efendilerine çaktıkları selamı da not ettik. “Güçlüyken güçsüzleri ezme yoluna gittiğimiz” ithamı üzerinden kardeşlik hukukuyla bağdaşmayan haksızlıkları üzerimize boca edenlere hakkımızı helal etmiyoruz. Sahi kime haksızlık etmişiz? Sandıkta oyları hileyle gasp edilen, haksızlığa uğrayan biziz! Hak ettiğimiz bir makamın gaspına karşı çıkmak ne zamandan beri haksızlık sayılıyor? Hem haksızlığa uğrayacaksınız hem de haksızlık yaptığınız ithamına maruz bırakılacaksınız, e pes vallahi! Bunun adına yavuz hırsızlığın ötesinde zulüm derler, zulüm...
Ey bir yerlere selam göndermek gayretine giren ezik “İslamcı” kardeşim! Erdoğan’la veya AK Parti’nin icraatlarıyla bir sorunun varsa, eleştiri hakkını doğru niyetle ve doğru bir zeminde kullan! Haksızlığa karşı çıkıyorum algısıyla kardeşlerine haksızlık yapma! En önemlisi de ABD, AB ve İsrail gibi küresel güçlerin içerideki işbirlikçileriyle aynı safa yerleşme! Geçmişte Abdülhamid’e haklı gibi görünen argümanlarla muhalefet eden o meşhur İslamcı zatların, Abdülhamid’in devrilmesinden sonra nasıl bir yıkıma sebebiyet verdiklerini, hangi güçlerin değirmenine su taşıdıklarını unutma!
SÖZÜN ÖZÜ: “YSK’nın kararını not ettik” deyip Erdoğan Türkiye’sini tehdit eden üst aklın temsilcisi ABD ile bir safta hizalananların kaffesini biz de önemle not ettik.