7 Ağustos 1955 tarihli Hürriyet gazetesinden bir kupür:
“Bir Türk müteşebbisi yerli radyo yapıyor.”
Haber de şu: “Bir Türk kimya doktoru, radyo fabrikasında seri halinde imal ettiği radyoyu ithal mallarına nazaran yüzde 50 daha ucuz fiatla (dönemin Türkçesi) satmaktadır. Bobinler, transformatörler, kutular, şasiler, bazı rezistanslar, düğme vb gibi bakalit malzeme tamamen Türkiye’de yapılmakta, hoparlör gibi ayrı bir sanayi gerektiren diğer parçalar Almanya’dan ithal edilmektedir.”
Haberdeki ‘Türk kimya doktoru’ Vahit Nevhiz Işıl.
1913’te İstanbul’da doğmuş, İzmir Erkek Lisesi’nden mezun olmuş, Münih Maximillan Üniversitesi Kimya Fakültesi’ne girmiş; doktora da yapmış.
1943’te ekmeğin karneyle satıldığı Türkiye’ye dönmüş.
İstanbul Üniversitesi’ne asistan olarak girmiş, bir yıl sonra ayrılarak kimya atölyesi kurmuş; 1951’te Nevtron markasıyla ‘ilk Türk Radyosu’nu üretmiş.
1971’de Türkiye’de TV yayınları başlayınca aynı markayla siyah-beyaz televizyon üretimine geçmiş. Alman SABA ve Siemens’le ortaklık yapmış; 1983’te renkli televizyon üretmiş.
Sonra?
Sonrası ‘maalesef’…
1988’de ithal televizyonlarla yarışamadı, sanayiden çekildi.
2001’de vefat etti, Yeniköy kabristanına defnedildi.
‘Alman gibi başlayıp Türk gibi bitirmiş’ mi?
Ben böyle söylemem.
Çünkü savaş içindeki bir ülkede ‘devlet okullarında’ okumuş; üniversite için gittiği Almanya’dan ‘doktoralı bilim insanı’ olarak ülkesine dönmüş; bir ‘Türk girişimci’ olarak işe koyulmuş.
Üstelik, işin başında bir ‘Türk şirketi’ Ziraat Bankası da kendisine ‘kumbaralı radyo’ ürettirip destek olmuş.
Türk gibi başlamış, Türk gibi üretmiş.
Ama ‘ithalata’ yenilmiş…
Bu hikayede ‘Türk gibi’ davranmayan tek aktör ‘devlet’…
…
Bu cümlenin beni bu kadar üzeceğini yazmadan düşünemedim.
…
Türk mühendislerin yaptığı Devrim otomobil fabrikasının; Nuri Demirağ’ın, Vecihi Hürkuş’un uçak fabrikasının, Nuri Killigil’in silah fabrikasının ‘devlet marifetiyle’ nasıl yok edildiğini; bunların ne anlama geldiğini daha yeni öğreniyor ve anlıyoruz.
Radyo teknolojisi, gelişmiş ülkeleri bugünün ordu, istihbarat ve sivil havacılıkta kullanılan radar, hava savunma sistemleri, mobil telefon ve kablosuz internet gibi elektronik teknolojilerine ulaştırdı.
Türkiye bunları, zamanında radyoculara destek veren ülkelerden satın alıyor!
Vahit Nevhiz Işıl’ın hikayesini okuyacak kaynak bile yok!
***
Vahit Nevhiz Işıl sanayiden çekilip hayır işlerine yönelmiş; iki okul yaptırıp Milli Eğitim Bakanlığı’na devretmiş. İstanbul’daki Tuzla Behiye-Nevhiz Işıl Anadolu Lisesi ve Bahçelievler Behiye-Nevhiz Işıl İlkokulu.
Okulların internet sitelerinde de hakkında ‘tek satır’ yok!
‘Kurucularımız’ ve ‘Tarihçe’ başlıkları ‘içerik yok’ uyarısıyla açılıyor.
Ama‘müdür’lerin, ziyaret, kabul, çiçek, hediye fotoğrafları var!
Yeni yıl mesajım o okullardaki öğrencilere:
Çocuklar, bu okulu sizin için yaptıran merhum Nevhiz Bey, hayatından ilham alabileceğiniz biridir. 1. Dünya Savaşı’nın ülkesi Osmanlı Devleti’ni parçaladığı; vatanın elde kalan son parçası için destansı bir Kurtuluş Savaşı’nın verildiği; yoksul ve yorgun bir coğrafyada Cumhuriyet’in filizlendiği yıllarda doğdu, büyüdü, okudu…
Eğitimi, yeteneği ve kendine güveniyle Almanya’da üniversite bitirdi, doktora yaptı. Türkiye’ye döndü; bilim kariyerini girişimcilikle birleştirdi ve ‘elektronik teknolojisi’nin öncü şirketlerinden birini kurdu.
O günün devlet iklimi büyümesine sağlamadı.
Ama bugünün Türkiye’si hem içeride hem dışarıda daha iyi eğitime erişim imkanları sunuyor; hem de bilimsel çalışmayı, teknolojik araştırma-geliştirmeyi ve girişimi destekliyor.
Bu imkanları değerlendirin, daha fazlasını isteyin.
Bu ülkenin zenginliği altındaki madenler değil, üstündeki ‘akıl’dır.
O akıl sizsiniz…
Meraklısına not: Nevtron markalı radyo ve radyolu pikaplar ‘antika’ olarak 250 TL ile 1.100 TL arasında satılıyor.