Türkiye’nin terör üssü Afrin’e yönelik uluslararası hukuktan kaynaklı meşru operasyonuna içerdeki malum çevrelerin koyduğu tepki ibretamiz bir ihanet örneğidir.
Devletin imkanlarıyla gittikleri uluslararası toplantılarda kendi ülkesini “Kürtlere karşı işgalci ve katliamcı ülke” gibi gösteren siyasetçi kılıklı PKK destekçisi militanlar içerde “barış yanlısı” pozlarıyla dolaşıyorlar.
Müstevlilerin ağzıyla kendi devletlerine/hükümetlerine düşmanlıkta sınır tanımayan hainler türlü türlü...
Emperyalistlerin silahlarıyla Türkiye’nin hizaya getirilmesi gerektiğini yüksek sesle dile getirecek kadar alçalan malum kişi ve çevrelerin iddiaları ise tam bir alçaklık örneğidir.
Tıpkı “Hendek terörü” sürecinde dediklerinin aynısını diyorlar.
Türkiye’nin Afrin’de Kürtlere yönelik bir savaş başlattığı iddiası giderek “Kürtlere yönelik katliam!” iddialarına dönüşüyor.
Israrla “savaş” diyorlar.
Ve “savaş”ın karşısına “barış”ı çıkartıyorlar.
Dahası, sorunun “savaş yerine barışçıl diyalog yoluyla çözülmesi” gerektiğini söylüyorlar.
PKK yanlısı/destekçisi bilinçli bir algı operasyonu yapıyorlar özcesi.
Oluşturmak istedikleri Türkiye algısı şu: Suriyeli Kürtlerin kazanımından rahatsızlık duyan “Kürt düşmanı” bir ülke...
“Erdoğan liderliğinde Kürt ve demokrasi güçlerini topyekûn imhaya yönelmiş savaşçı ve fetihçi bir diktatoryal ülke!” algısı için psikolojik savaşın tüm ahlaksız yöntemlerini devreye alan şebekenin sözümona uygar dünyaya bir de çağrısı var: “Türkiye’ye müdahale etmek için daha ne bekliyorsunuz?”
Onların uygar dünya dedikleri müstevliler ve emperyalist güçler...
“Savaşa hayır!” adıyla bildiriler dağıtıyorlar, milletvekillerine çağrıda bulunuyorlar suret-i haktan görünerek...
Kimi kandırıyorsunuz siz?
Bu yaptığınıza düpedüz PKK’yı arkalamak denir.
PKK’nın Türkiye’ye karşı emperyalist devletlerin desteğiyle yürüttüğü kanlı terör operasyonlarına “savaş” demeyeceksiniz ama Türkiye’nin PKK terörüne yönelik operasyonuna “savaş” diyeceksiniz...
Sonra utanmadan kalkıp “barış” maskesiyle “savaşa hayır!” nidaları yükselteceksiniz...
“Hendek terörü” sürecinde olduğu gibi bugün de bir kez olsun PKK’yı kınamayan sizlerin “Afrin’de Kürtlere yönelik savaş son bulsun!” demeniz durduğunuz yeri gösteriyor.
O savunduğunuz PKK’nın kendisi gibi düşünmeyen Kürtlere nasıl zulmettiğine, yüzbinlerce Kürdü nasıl yerinden yurdundan ettiğine bir gün olsun eleştiri getirmeyen sizler, bugün kalkıp PKK’yı Kürtlerle eşitlemeye kalkışıyorsunuz!
Dahası emperyalist güçler tarafından taşeron olarak kullanılan PKK’ya karşı yürütülen bir operasyonu “Kürtlere karşı savaş” olarak takdim ediyorsunuz!
PKK’nin düşman belleyip öldürdüğü ve yurdundan sürdüğü Kürtleri siz de PKK gibi “Kürt” olarak kabul etmiyorsunuz anlaşılan...
Ne utanmaz adamlarsınız ya!..
Bari çıkıp Kürtler adına konuşmayın!..
***
“Türkiye’nin Kürtleri” asla müstevlilerin bayrağı altında tetikçilik yapan hainler güruhuna dahil olmazlar...
O güruhun siyasi sözcülüğünü yapan emperyalistlerin türlü kılıktaki ayaklarına da yüz vermezler...
Herkes bilsin ki Türkiye Kürtlerin de devletidir.
Türkiye hepimizin ortak vatanıdır.
Türkiye’nin Afrin operasyonundaki hedefi Kürtler değildir.
Türkiye’nin hedefinde; müstevlilerin silahlarıyla sadece kendi güvenliğini değil, başta Kürtler olmak üzere Arapların ve Türkmenlerin can, mal ve nesil emniyetini tehdit eden PKK işgalini sonlandırmaktır.
Kim ki “PKK işgali, katliamı ve terörü”ne karşı başlatılan Afrin operasyonunu “Kürtlere karşı savaş” diye sunuyorsa bilesiniz ki onlar haindirler.
Bu süreçte “Kürt koridoru”na veya “Kürt devletine asla izin vermeyiz!” türünden laflar ederek tersinden PKK ile Kürtleri eşitleyenleri de aynı merkezin aparatları olarak görür, elimizin tersiyle iteriz.
PKK üzerinden Kürtleri hedefe koyan veya inciten her bir söz aynı ihanetin bir diğer adıdır, biline.