Masamdaki dört kitap, ‘bugünü anlamaya, yarını görmeye’ yarayacak nitelikte. Son gelen, Doç. Dr. Yalçın Akdoğan’ın.
Akdoğan, bir iletişim ve siyaset bilimcisi olarak, Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun süre danışmanlığını yaptı. Eskilerin deyimiyle ‘vak’anüvis’ olarak tanındı. Ardından atandığı Başbakan Yardımcılığı, son kabineye kadar devam etti.
Danışman ve hükümet üyesi olarak AK Parti hareketinin ‘muhafazakar demokrasi’ olarak kavramsallaştırılması, demokratikleşme atılımları, vesayetle mücadele, çözüm süreci ve terörle mücadele süreçlerinin aktörlerinden biri oldu. Bu süreçlere ilişkin 10 kitap yazdı. 11.’si de bugünlerde raflarda yerini aldı: ‘Asker-Sivil İlişkileri ve Kumpastan Darbeye FETÖ’
Kitap, FETÖ’nün uzun yıllar içinde ordu, yargı ve emniyette kadrolaşmalarını, elde ettikleri gücü sadece iktidarı ele geçirmeye değil devleti devirmeye yönelik kullanmaya kalkışmaları sürecini anlatıyor.
Akdoğan, sürecin içinde asker-sivil ilişkilerinin değişimini, AK Parti’ye ve Erdoğan’a karşı yürütülen psikolojik harekâtın kodlarını ‘örnekleriyle’ hatırlatıyor.
Okuyucuyu, bir sistematik ‘kumpas’ın hangi yöntem ve unsurlar kullanılarak hayata geçirildiğine dair fotoğrafla karşı karşıya bırakıyor.
Çoğu okurun, bilinç altına işlemiş ‘algıların’ farkına varacağı ve bu algının nasıl ‘inşa edildiğini’ açıkça görebileceği bir fotoğraf bu.
RP örneğindeki gibi ‘takiyye, gizli gündem ve İslamlaşma’ üzerinden yaratılan gerilimi;
Ardından ‘mahalle baskısı’ üzerinden bir yaşam tarzına müdahale algısını;
Ve ‘otoriterlik, tek adam ve diktatörleşme’ kavramları üzerinden yürütülen operasyonu...
Kitapta, bütün bunların temelinde yatan “halk iradesinin demokratik seçimlerle yönetime yansımasına karşı, ülkenin ‘istenen eksende tutulması’ amacıyla halkın iradesini baskılayan vesayet düzeninin iktidar mücadelesi” ve bu mücadelenin nasıl 15 Temmuz’da bir darbe girişimine ulaştığına dair zihin açıcı bir süreç analizi var.
24 Aralık 2013’te Star’da yayınlanan yazısında ‘milli orduya kumpas’ ifadesini kullanarak yeni dönemin işaretini veren Akdoğan’ın kitabı ‘anlamak isteyenler’ için ‘kılavuz’ niteliğinde.
***
Masamdaki ikinci kitap, benim için ‘rol model’ bir gazetecinin kaleminden çıkmış, meslek ağabeyim Fikret Bilâ’nın...
‘İdeolojik Kodlarıyla Kâğıt Üstündeki PKK’ kapağının altında, terör örgütünün ‘sözde ve özde’ ne olduğunun çarpıcı bir analizi var.
Bu cümle PKK hakkında daha önce yazılmış çok sayıda kitabı hatırlatabilir.
Ancak Bilâ’nın kitabı çok farklı.
İmralı’da mahkum başı Abdullah Öcalan’ın, Marksist-Leninist bir örgüt ile ‘bağımsız Kürt devleti’ kurmaktan, neden ‘demokratik cumhuriyet’e döndüğünü; PKK ve uzantılarının, yandaşlarının neden her cümlede ‘demokrasi, demokratik’ kavramlarını kullandığını; Sonra neden ‘ekolojik, cinsiyet özgürlükçü, komünal esaslı konfederasyon’ demeye başladığını;
KCK sistematiğinin nereden geldiğini;
Amerikalı düşünür Murray Bookchin’in kuramının nasıl ‘bir propaganda aracı’ olarak kullanıldığını ve aslında gerçekte örgütün kuruluş ideolojisinin de, terörü bir yöntem olarak benimsemesinin de, hedeflerinin de değişmediğini okuyacaksınız.
‘Dağda sigara izmaritini bile yere atmayan gerilla’ diyenleri, ‘ekoloji’, ‘kadın’, ‘demokrasi’, ‘barış’ cümleleri dökülen ağızları başka bir kulakla dinliyor olacaksınız artık;
Bila’nın okurlarının alıştığı, fazlalık cümlenin olmadığı akıcı bir ‘gazeteci dili’nden...
Aslında her şeyin gözümüzün önünde cereyan etmesine rağmen neleri göremediğimize hayıflanarak...
***
Diğer iki kitap ise bugünlerde yeniden gündeme giren ‘başkanlık sistemi’ne ilişkin.
Doç. Dr. Hüseyin Yayman’ın ‘Türkiye’de Devlet Reformu ve Başkanlık Sistemi’ kitabı, önce siyaset bilimci, ardından da milletvekili ve bakan yardımcısı (Kültür ve Turizm) olarak ‘teorik ve pratik’ deneyimlere dayalı.
Devlet reformu konusunda yapılmış tüm çalışmaları da inceleyen Yayman, aslında Türkiye’nin vesayetle mücadelesinin başarı anahtarını da ortaya koyuyor. Yayman, Demirel, Özal, Türkeş ve Erbakan’ın başkanlık sistemi önerilerini de ‘tam yerinde’ hatırlatıyor.
***
Sistem tartışmalarına önemli bir katkı sunan bir başka kitap ise Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin’in ‘Başkanlık Sistemi ve Kuvvetler Ayrılığı Tartışmaları’ adlı eseri. Geçen yıl yayınlanan kitap, özellikle bu konuyu kamuoyu önünde tartışan gazeteciler, siyasetçiler ve siyaset bilimciler için ‘kaynak’ niteliğini taşıyor. Tekin, okuyucularına da, ekranlarda veya köşelerde tartışanlara ‘boş konuşuyor’ veya ‘dersine çalışmış’ notunu verebileceği bir birikim aktarıyor.
Ve daha önemlisi, Türkiye’nin geleceğini inşa etmek için nasıl bir model üretebileceğine ışık tutuyor.
İyi okumalar.