Ataol Behramoğlu’nun “Ne Çok Hain” şiir kitabı ile Meltem Cumbul, Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü, Gezi olayları, Levent Üzümcü gibi isimler ve eylemler yan yana sıralandıklarında çok da ‘şiir programı’ çağrışımı yapmıyorlar.
Müsaadenizle konuya direkt giriyorum… Şiir etkinliği adı altında bir ‘kendi kendini tatmin’ programının davetiyesi tarafıma ulaştırılınca hayretten donakaldım; içeriği okudukça da gözlerim fal taşı gibi açıldı!
Kemal Kılıçdaroğlu’nunAdalet Yürüyüşü ile Gezi olayları, Ataol Behramoğlu’nun ‘Ne Çok Hain’ kitabıyla Meltem Cumbul, Levent Üzümcü, Genco Erkal vs. isimler ve eylemler yan yana, sıra sıra… Almış başını gidiyor!
Konu şu: Kadıköy Belediyesi, 6 Ocak Cumartesi akşamı Ataol Behramoğlu’nun yeni kitabı ‘Ne Çok Hain’deki şiirlerin okunacağı bir gece tertip ediyor.
Etkinlikte ‘Ne Çok Hain’de yer alan şiirler, ‘usta sanatçılar’ tarafından seslendirilecekmiş. Genco Erkal (tabiî ki ya, başka kim olabilir, ama başkaları da var) Rutkay Aziz, Tuna Kiremitçi, Meltem Cumbul (hani şu, Adana Film Festivali ödül töreninde, -Aynı görüşü paylaşmadığım adamla tokalaşmam- deyip Buğday filminin yönetmeni Semih Kaplanoğlu’nun elini havada bırakan hazımsız sunucu) ve Gezi olaylarında bağcıyı dövmeye kalkan eylemci tiyatrocu Levent Üzümcü şiir okuyacak isimler arasındaymış. (İbrahim Sadri’yi çağıracak halleri yok ya!)
Etkinliğe katılacak isimler bunlarla sınırlı kalsa yine iyi; kendilerine iki de acılı anne seçmişler. Gezi olaylarında hayatlarını kaybeden Berkin Elvan’ın annesi ile Ali İsmail Korkmaz’ın annesi de şiir etkinliğine davet edilmiş. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ile beraber şiir okuyacaklar.
Etkinlik davetiyesine bir de şöyle not düşülmüş: “Behramoğlu’nun son yıllarda yazdığı şiirlerden yapılmış seçmelerin yer aldığı Ne Çok Hain adlı kitapta Gezi’den, Adalet Yürüyüşü’ne Türkiye gündemine damgasını vuran toplumsal olaylar yer alıyor.”
Ataol Behramoğlu’nun ‘toplumsal olayları konu alan şiirleri’ arasında 15 Temmuz direnişi var mıdır bilemiyorum ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘adalet yürüyüşü’ için şiir yazdığına göre, ‘darbe gecesin tankların arasından sıvışıp, korunaklı bir evde televizyon karşısına kurulan Kılıçdaroğlu’ başlıklı bir şiirin olmayacağı kesin.
Dün şair arkadaşlarla laflarken, Kadıköy Belediyesi’nin ‘Ne Çok Hain’ gecesi ile ilgili ne düşündüklerini sordum. Katılımcı ekibe şöyle bir göz gezdirdikten sonra ilk tepkileri “Vay arkadaş!” oldu. “Bu” dedi aralarından biri, “Türkiye’nin, milletin ve memleketin dışında kalmaktır. Türkiye’de değişen iklimi, alttan gelen iki yeni nesli okuyamamaktır. Ki bu yeni nesil tercihini milletten, memleketten yana koydu.” Şair dostlardan biri Ataol Behramoğlu’nu yakından tanıyan bir isimdi; “Behramoğlu gibi bir dönemi, bir yürüyüşü temsil eden şairin bu noktaya gelmesi ayrıca üzücü. Savruldu ve Türkiye’nin dışında kaldı” dedi.
Şiirleriyle son dönemin zirve isimlerinden bir başka dostumuz konuya daha ontolojik açıdan yaklaştı: “Kültürel iletişimde ve kalıcı sosyal duyarlık yaratmada en güçlü etki hâlâ şiirle elde ediliyor. Yanlış, maksatlı yapanın elinde yanlış ve maksatlı, doğru yapanın elinde yapıcı…”
El Hak doğru tespit.
Hem şiirin toplumsal kabul görmüşlüğü ve gücünü tespit açısından hem de “Kadıköy Belediyesi kendisinden bekleneni yaparken, diğer belediyeler şiir için ne yapıyor?” sorusuna verilmesi gereken cevap açısından... Herkes çıkaracağı sonucu çıkarsın, ‘Hain’ diyenler bile şiire sarılıyor.
Meltem Cumbul, Adalet Yürüyüşü, Gezi, Levent Üzümcü, Ne Çok Hain ve Ataol Behramoğlu… Yan yana sıralandıklarında doğrusu bende çok da ‘şiir programı’ çağrışımı yapmıyorlar.