Pozitif laiklik terimi Fransa'da doğdu; tıpkı laiklik gibi. Papanın Paris'i ziyaretinde ortaya atıldı...
Efendim biz laikliği alıp hani kraldan fazla kralcı olduk ya o saat! Kimimiz laikliği yeni bir "din" gibi algıladı... "Allah'ım" dediğinizde "ulan şeriatçı" diye yakamıza yapışmaya başladı bir sürü cahil!
Böyle saçma sapan şey mi olur?
Biliyor musunuz Avrupa'nın bütün ülkeleri bizden çok daha dindar. Bizim ülkemizde laiklik "negatif" anlamıyla kullanılıyor. Halka, millete karşı bir tutum, bir eylem olarak algılanıyor, sırf bu yüzden. Oysa bu dünyada her şey insanlar için değil mi? Eğer laiklik de insanlar içinse, onu pozitif yani olumlu anlamıyla değerlendirmemiz gerekir. Türkiye artık "pozitif (olumlu) laiklik" kavramını benimsemelidir.
Nedir bu pozitif (olumlu) laiklik?
İnançlara yani dine asla soğuk bakmaz. Kurumlar dinsel duygularla uzlaşır, çatışmaz. Halkı inançlarından koparmaya kalkışmaz. Dinle iletişim kurar; ondan uzaklaşmaz. Yani demokrasiye yan gözle bakmaz. Dinlerin uygarlık mirasını kabul eder; onlarla övünür. Dinsel simgeleri yasaklamaz. Devlet dinler karşısında tarafsızdır ama hiçbir dinden de uzak kalmaz.
Hukuk ve demokrasi olmadan çağdaşlık ve laiklik olur mu? İçinde millet, içinde halk olmayan bir laiklik olur mu? Darbeler ve çetelerle mi savunulacak laiklik?
Türkiye insanı zenginleşip varoşlar da merkezlere inince, "yandı gülüm keten helva! Nereye gidiyoruz?!" diye saçını başını yolan yolana. Kardeşim bir yere falan gitmiyoruz. Tam tersine Türkiye şimdi gerçek çağdaşı yakalamaya başlıyor. Geniş halk yığınları düzenle barışıyor. Güvenli olan bu değil mi? Üretmeyen ve halktan kopuk bir zümre hep iktidarda mı olsun? Hatta gerekirse bu zümre iktidarı darbeyle ele geçirsin. Ve biz buna çağdaş laiklik diyelim ha?! Gün milletçe ele ele verdiğimiz, herkesin inancına saygı duyduğumuz gün olmalıdır!!