“Muharrem İnce, gel bakalım buraya!” Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin cumhurbaşkanı adayını dün böyle takdim etti Türkiye’ye. Sesini her zamanki salon ses tonundan birkaç perde yükseltip, elini kolunu her zamankinden daha fazla kullandıktan sonra –ki iki kurultaydır CHP genel başkanlığı için yarışan rakipler arasındaki fark çok da göze çarpmasın- böyle seslendi İnce’ye.
“Muharrem İnce, gel bakalım buraya!” cümlesi, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını da, yapacağı yarışı da, bizatihi seçimin kendisini de önemsemediğinin ifadesi. Basbayağı küçümseme içeriyor.
Üstelik kampanya için en gerekli olan şeyi, seçim sloganını da gün ışığı görmeden çürüttü Kılıçdaroğlu. Kulağı çekilmek üzere tahtaya çıkarılan yaramaz öğrenci muamelesi yapılan Cumhurbaşkanı adayına kim inanır artık. “Muharrem İnce, Türkiye’ye güvence” sloganı dün Kemal Bey’in kaba takdimiyle fosladı yani resmen.
***
Muharrem İnce de belli ki önceden hazırlıklı böyle bir salvoya. Ne de olsa lise öğretmeni.
Ağır eleştirdiği, epey zorladığı Kılıçdaroğlu için bir tür veda ritüeline çeviriverdi takdim toplantısını.
Gençliğinden beri CHP için çalıştığını, partinin geçmişine ve sosyolojisine hakim olduğunu, 2002’den beri de milletvekili olduğunu bir bir anlattı İnce. FETÖ’nün kaset operasyonuyla CHP’nin başına paraşütle indirilmediğini söyledi yani, anlayana.
Sonra partinin ağır toplarını bir bir anarak onların onayını, kendisiyle ilgili parti içi ittifakın varlığını kayda geçirdi. Sıra Kılıçdaroğlu’na geldi. Onu hem rakibini aday gösterebilme cesareti dolayısıyla taltif etti -bu bir jest idi- hem de bugüne dek CHP’ye verdiği emekler için salonu Kemal Bey için saygı duruşuna geçirdi -bu bir tür veda idi-.
Muharrem İnce kürsüde 24 Haziran sonrasını ince ince dokurken aşağıda Kılıçdaroğlu ifadesini bozmadan oturuyordu ama gördüğüm kadarıyla Selvi Kılıçdaroğlu bu adaylıktan, bu şovdan ve dokundurmalardan dolayı hayli rahatsızdı.
***
Öncelikle Muharrem İnce’nin adaylığı CHP’ye hayırlı olsun.
CHP içinden aday çıkarılmasından daha doğal ve doğru bir şey olamazdı. Uzun tartışmalar, hesaplaşmalar ve esasen suya düşen Gül planları sayesinde bulunabildi bu doğru ama olsun.
Kılıçdaroğlu 9 kez CHP adına yenildiği Erdoğan’a bir de kendi ismiyle cismiyle yenilmeye cesaret edemediği için bu yola başvurdu belki ama genel başkan koltuğunu da riske etmiş oldu. Kemal bey siyasi hayatı boyunca ilk kez risk aldı.
Bakalım ne olacak.
***
Muharrem İnce’nin adaylığına gelince, tahlilim şu; CHP’nin oyunu erimekten kurtaracaktır.
Kılıçdaroğlu başta olmak üzere bazı parti sözcülerinin PKK ve FETÖ söylemlerini tekrar ettiği, bunu da “Türkiye’de adalet yok” argümanıyla yaptığı günden beridir oy kaybediyor CHP. Akşener’e kaybediyor. 1 Kasım’da yüzde 25 olan CHP, son anketlerde yüzde 20’lerde.
Muharrem İnce kaybedilen oyu kazandırır CHP’ye, bir miktar da özgüven kazandırır ama Cumhurbaşkanı seçimlerini kazandırmaz.
Şahsi puanı yüzde 17 ile partisinin puanından bile geride olan Kılıçdaroğlu aday olmazken, yüzde 7-9 puanla Muharrem İnce aday olabildi yüzde 50+1 gerektiren cumhurbaşkanlığına.
Sosyal medya hesabının biosunda yazdığı gibi “tepeden tırnağa cesaret” nitekim kendileri.
Kılıçdaroğlu, giderek daha fazla canını sıkan güçlü rakibini yarıştan almış oldu İnce’yi aday göstererek. Milletvekili rozetini söküp cebine attı ama İnce’nin elini bile sıkmadı. “50 gün çabuk geçer, bir dönem parlayıp söner, milletvekili de olmayacağı için orta vadede sönümlenir unutulur gider” diye hesap etti muhtemelen.
Muharrem İnce de şöyle düşündü, ihtimal: İki kez rakip oldum, zorladımsa da alamadım. Beni yeniden milletvekili yapar mı belli değil, kaybedecek neyim var, fırsatı iyi değerlendirir CHP’nin oyunu yüzde 25+1 yapabilirsem, kesin Genel Başkan olurum!
Velhasıl, CHP’de taktikler hayli ince.