Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki gün Türkiye'nin Milli Uzay Programı'na ilişkin yol haritasını açıkladı. 10 hedefi tek tek anlattı. Cumhuriyet'in 100'üncü yılında, 2023'te Ay ile ilk temasın sağlanması, bir Türk vatandaşının uzaya gönderilmesi, bu hedefler arasında.
Milletimizi, vatansever bilim insanlarımızı, idealist gençliğimizi heyecanlandıran bu açıklamayı muhalefet duymazdan geldi.
Malûm bir çevre de Erdoğan hazımsızlığından dolayı "Türkiye'nin ne işi var uzayda?" mavrası döndürmeye başladı. Bunlar, Boğaziçi provokasyonu sırasında "aşağı bakmayacağız" diyenler.
Bolu'da 10 metrelik bozayı heykeli dikeceğinize yukarı bakın da Ay'ı görün...
Bu uzay programını –olmaz ya- CHP açıklasaydı, yer yerinden oynardı.
O bir tarafa, CHP ve diğerleri gelirse, uzay programını iptal edeceklerini adımız gibi biliyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, rahmetli Özal'dan sonra ufuk açan, daha geniş ufuklarda aziz milletimize "biz yaparız, biz başarırız" duygusunu ve heyecanını kazandıran liderdir.
Uzay çalışmalarındaki hedefleri ile Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletimize bir daha güven aşılamakta, daha ileri hamleleri işaret etmektedir.
Vesayet ağalarının yıllardır, "Türkiye başaramaz, bizden adam olmaz, biz yapamayız" yollu telkinlerini alaşağı eden bir Erdoğan dönemi içindeyiz.
Tek parti döneminin kötü mirası asıl, "biz yapamayız, Batı yapar, biz onlardan alırız" çaresizliği, moral yıkıcılığıdır...
"Göğe bak, Ay'ı göreceksin", bir ufuk ötesidir. Türkiye'nin az gelişmiş ülke kompleksinin bitirilmesidir.
Lafta değil, gerçekten Türkiye'ye çağ atlatan büyük hizmetler yapılıyor.
Türkiye, artık kendine güvenen, gençlerinin/askerinin kabiliyet ve heyecanını İHA'larla, SİHA'larla sahada bayraklaştıran, ileri teknolojiyi sürpriz bir şekilde Suriye'nin kuzeyine, Libya'ya, Karabağ'a taşıyarak hasımlarını şaşırtan bir ülkedir...
Türkiye şimdi uzay hamlesi ile kara sınırlarının dışına çıkmaktadır.
Ülkemizin uzaydaki hak ve menfaatlerini nasıl koruyacağımızın, gelecek 10 yılı nasıl şekillendireceğimizin plan/proje ve hazırlıklarını yapmaktadır.
Bir süredir kendi imkânlarımızla ürettiğimiz ve uzaya fırlattığımız istihbarat uydumuzla başka bir Türkiye var...
Gözlem uydularında kazandığı tecrübeyle haberleşme uydularını da kendi imkânlarımızla üreterek bu kabiliyete sahip 10 ülkeden biri olan başka bir Türkiye var...
Roketler, uydular, yer sistemleri ve daha nicesi için kurduğu modern altyapılar sayesinde fikirden ürüne kadar ihtiyaç duyulan tüm ürünleri sağlayabilen başka bir Türkiye var...
Sadece TÜBİTAK aracılığıyla son 18 yılda uydu, uzay, fırlatma sistemleri konusunda 56 projeye 2.1 milyar lira sağlayan başka bir Türkiye var...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın altını çizdiği gibi, geçmişte coğrafi keşiflerle değişen güç dengelerinin farkına varmada geç kaldık ve bunun bedelini ağır şekilde ödedik.
Ama bugün dünya yeni bir değişimin arifesindedir. Yeni dönemde güç dengelerini, uzay keşiflerinin, bu alandaki yeni teknolojilerin belirleyeceği açıkça görülüyor.
Doğru zamanda insansız hava aracı ve silahlı insansız hava aracı teknolojilerine yatırım yaparak, sahada oyunu değiştiren tarafta yer almayı başardık...
Lider; "yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan" diye gönüllere umut ve heyecan katan insandır.
Erdoğan, sadece büyük hizmetlere imza atmıyor, gençlerimize, bilim insanlarımıza araştırma heyecanı, başarma heyecanı, kendimize güveni aşılıyor.
"Türk mühendislerinin bu görevi başaracaklarına tüm kalbimle inanıyorum. Ayağımız dünyada, gözümüz uzayda olacak. Kökümüz dünyada, dallarımız göklerde olacak" diyor...