AK Parti Manisa İl Başkan Yardımcımız, amacını aşan ve niyetinden bağımsız yanlış anlamalara yol açacak bir laf etti diye istifa etti. Genel merkezimiz bizzat devreye girerek gerekeni yaptı. Hiçbirimiz de bu lafı onaylamadık. Tersine, hangi niyetle söylenmiş olursa olsun yanlış bulup eleştirdik.
Ama buna rağmen görüyoruz ki, bizim de tasvip etmediğimiz bu laflar üzerinden başta CHP olmak üzere bilumum “hayır” cephesinin neferleri partimizi linç etmeye çalışıyorlar.
Soruyorum size Kemal Bey: Siz ki daha ağır laflar ettiniz iç savaş bahsinde. Kan dökülür diye haykırdınız. Daha bir kaç gün önce “evet” çıkması halinde kaos ve çatışma çıkacağı tehdidinde bulundunuz. Peki siz istifa etmeyi düşünmez misiniz? Düşünmüyorsanız, sizden bin kat daha hafif laf etmiş bir genç siyasetçi üzerinden AK Parti'nin linç edilmesini ilkeli ve ahlaki bir davranış olarak görüyor musunuz?
***
Kemal Bey, Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) gitmediğiniz için hepimiz sizi tebrik ettik. Sizinkinin taktiksel bir tavır alış olduğunu cümle alem biliyor bilmesine, en başta bizler biliyoruz ama buna rağmen millete güvenilmesi gerektiğine dair vurgunuzdan dolayı sizleri alkışladık.
Şimdi soruyorum: Hem anayasa değişiklik teklifini anayasaya aykırı bulduğunuzu iddia edip, hem de bu durumu AYM'ye taşımamanız siyaseten ve hukuken ilkesel ya da doğru bir tavır mıdır?
Sahiden anayasaya aykırı bir teklif olduğunu düşünüp AYM'ye gitmemeniz ne kadar yanlış ise anayasaya aykırı olmadığı halde böyle bir iddiada bulunmanız da bir o kadar yanlış değil midir?
Cevap verin lütfen: Halk oylamasına sunulan teklif anayasaya aykırı mı, değil mi?
"Aykırı ama mevcut AYM'nin başvurumuzu reddedeceğine inandığımız için vazgeçtik" diyecekseniz, o zaman "halka güvendiğimiz için vazgeçtik" demeniz düpedüz bir yalan ve kandırmaca değil midir?
Dürüstçe cevap verin lütfen: AYM'nin, müracaat etmeniz halinde bu teklifi reddedeceğinden emin olsaydınız müracaat etmekten vazgeçer miydiniz?
Kemal Bey gerçekten merak ediyoruz: Sözlerinizle pratiğiniz ne zaman uyumlu olacak acaba?
Sahi siz değil miydiniz, “AYM'ye gideceğiz” diye bas bas bağıran?
Madem millete güveniyor idiniz, niye en başta doğru bir yol izleyerek gerilimden ve çatışmadan uzak bir yöntem izlemediniz?
Anayasa komisyonundaki ve Meclis’teki o kavga görüntülerinin oluşmasına niye zemin hazırladınız? Teklif görüşmelerinin başladığı gün niye iç savaş ve çatışma söylemleri üzerinden gerilim yarattınız? Niye "Bu rejim değişikliği kan dökülmeden gerçekleşmez" dediniz? “Neler olacağını göreceksiniz…” diyerek Meclis’teki tansiyonu yükseltip, çatışma zemininin oluşmasına neden bizzat öncülük ettiniz?
Dürüstçe cevap verin lütfen: Maddem millete güveniyor idiyseniz ve milletin hakemliğini önemsiyor idiyseniz niye en baştan itibaren bu yolu tercih edip, halk oylamasına demokrasi şöleni içinde girmemize öncülük etmediniz?
Kemal Bey, Başbakan’ımız size bir teklifte bulundu. Dedi ki: "Siz de teklifinizi getirin, biz de getirelim. İki teklifi birden millete sunalım. Milletimizin hakemliğine başvuralım. Milletimiz ne diyorsa onu kabul edelim. Bu sorunu millet çözsün."
Kemal Bey, pek siz niye bu teklife hayır dediniz?
Şayet evet demiş olsaydınız, bugün dediklerinize hepimiz inanırdık.
Milletimiz de bu halkçı söylemini alkışlardı.
***
Rejim değişikliğinden girdiniz, kan dökülürden çıktınız; iç savaş ve tehdit söylemlerinden girdiniz, ihanet suçlamalarından çıktınız. Yani, milleti gerdikçe gerdiniz. Kutuplaştırıcı ve çatıştırıcı bir dile yaslandınız. Şimdi kalkıp millete güveniyoruz diyorsunuz. Bakalım millet size güveniyor mu Kemal Bey?
AYM'ye gitmekten vazgeçtiğiniz için AK Parti'nin rahatsızlık duyduğunu belirten sözleriniz sahiden traji-komik.
İşiniz gücünüz, gerilim ve çatışma üretmek…
İşiniz gücünüz entrika…
Siz, sahiden milletten korkuyorsunuz. O yüzden siyasi taktikler üzerinden sahte bir imaj oluşturmaya çalışıyorsunuz.
Biz; AYM'ye gitmeyip, millete güvendiğinizi ifade eden açıklamanızı doğru ve yerinde bulduğumuzu söylemekle demokratik rekabeti normalleştirmeye çalışırken, siz kalkıp bunun üzerinden bile gerilim ve çatışma üretiyorsunuz.
Yavuz hırsızdan daha mahirsiniz.
Ve görünen o ki huyunuzdan da vazgeçmeyeceksiniz.
16 Nisan'da milletin size güvenmediğini gördüğünüzde, umarım istifa etme erdemliliğinde bulunursunuz artık.
Bulunursunuz değil mi?