Ortadoğu’yu anlatan tarih gurusu olarak adlandırılan Bernard Lewis’in 1960’larda ektiği kötü tohumun, her fırsatta kendini yenileyerek ortalığa zehir saçtığını izliyoruz.
Ne demişti, neo-con/Siyonist aktivistlerin yere-göğe sığdıramadıkları Lewis, Ortadoğu’ya dönük Anglo-Amerikan stratejisinin ana hatlarını oluştururken: Ortadoğu’da en etkili çözüm, bir Arap’a iki kaşının ortasından sopa ile vurmaktır, bu insanlar ancak bir konuyu böyle anlarlar…
Lewis, Ortadoğu için ırkçılıkla “lezzetlendirilmiş” böl-yönet stratejisini ortaya çıkarırken, Ortadoğu halklarının bir tek, güçten anlayacağını savunuyordu…
Irak’ın işgaliyle başlayan, bugün, Suriye, Lübnan, Libya, Yemen başta tüm coğrafyada kendini gösteren emperyalist vekalet savaşlarının çıkış noktasından söz ediyoruz.
Samuel P. Huntington’un 1996’da yayınlananMedeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Yapılandırılması kitabı, Bernard Lewis’in açtığı koridordan yürüyen basit bir çalışmadır, nedense, Rusya, Türkiye, İran, Arap, Hint, Çin medeniyetleri ile uğraşır, Afrika ve diğer bölgelerde medeniyet yokmuş gibi davranır.
Aslında amacı bellidir, ideolojik bölünmenin sona erdiği iki kutuplu dünyadan hemen sonra emperyalizmin yok edeceği medeniyetlerin sicilini çıkarmak!..
Bakla ağızdan çıktı bile…
ABD Dışişleri Bakanlığı Politika Planlama Bölümü Başkanı Kiron Skinner’in katıldığı paneldeki konuşmasında Amerika-Çin gerginliğini “medeniyetler çatışması” olarak nitelemesi, bir kez şişeden çıkmış cinin geriye dönmeye niyeti olmadığını gösterdi. Skinner ayrıca Çin’i, “beyaz olmayan bir medeniyet” olarak da niteledi!..
Irkçılığın gümüş tüy dikme operasyonu, aslında günümüz Amerika’sının ne tür bir anlayış tarafından yönetildiğini göstermesi bakımından önemli.
Büyüyen ekonomisiyle 21’nci yüzyılın ortalarının ekonomik süper gücü olmaya aday Çin’i durdurmaya çalışıyorsun, hepsi bu, nereden çıktı bu medeniyet meselesi diye sorabilirsiniz, yorulmayın, “sözde” liberalizm ile ırkçılığın birleştiği çok özel bir dönemden geçiyoruz.
Türkiye-İran hattı önemlidir
1917 tarihi Selanik Yangını, devamında 1922 İzmir Yangını’ndan bu yana siyasi olarak hemen hiçbir konuda buluşmamış Rum Ortodoks-Yahudi toplumlarının günümüzdeki devletleri Yunanistan ve İsrail’in Türkiye’ye karşı ittifakı garipliktir. 1917 yangınında Selanik’in Yahudi mahallelerinin Rumlar tarafından yakılmasının cevabı 1922’de İzmir’de Yahudiler tarafından verilmiş midir… Tarih orada duruyor.
Yunanistan ve İsrail 20’nci yüzyıl boyunca birbirlerinden uzak durdular. (Yunanistan, Küba ile birlikte Birleşmiş Milletler Filistin’in Parçalanması Planı’na “hayır” oyu kullanan sadece iki Hıristiyan nüfuslu ülkeden biriydi!..)
Daha da önemlisi, Doğu Akdeniz’in zemininde yatan trilyon Dolar’lık doğalgaz için kurulmuş bu normal olmayan ittifakın arkasına hemen ABD-Fransız-İngiliz-İtalyan desteğini almasıdır. Nedenini sorun Kiron Skinner’e, size hemen “medeniyetler çatışmasından”(!) Hıristiyan-Yahudi ittifakın Müslüman Türkiye’ye karşı duruşundan söz edecektir.
Çünkü, dünya kaynaklarına el koymanın diğer adı, “medeniyetler çatışması”, eylem planı ise Müslümanları öldürmektir!..
Trump’ın iki de bir İran’ı ortadan kaldırmakla tehdit etmesinin sefil felsefesi bundan ibarettir.
Afganistan, Büyük Britanya İmparatorluğu ve Sovyetler Birliği’nin sonunu getiren coğrafyadır, 17 yıl önce girdiler, çıkamıyorlar.
İran, Amerika ile 30 yıl savaşır, bataktan çıkmadan diğerinin içine düşmeye çalışıyorlar, farkında değiller…
Türkiye gibi bir devleti parçalayacaklarını falan düşünüyorlar…
Bir akıl tutulması mı?.. Evet… Amerika’ya çok güçlü bir terapi gerekiyor…