Anne Babalık Atölyesi üzerine çalışmaya devam ediyorum. Bir program üzerine çalışırken, orijinal olması için, önce kendi verilerim ve bilgilerim üzerinden bir çerçeve kuruyorum. Sonra başkaları bu alanda neler yapmış diye bakıyorum. Bu sebeple de Martin Seligman’ın “The Optimistic Child” adlı eserini okumaya başladım.
Martin Seligman bu kitabında çocukları depresyondan koruyacak ve hayat boyu psikolojik dayanıklılığını sağlayacak bir program geliştirmeye çalıştığını söylüyor. Bu fikrin gelişmesinde polio hastalığı (çocuk felci) için aşı bulan Jonas Salk’tan ilham aldığını söylüyor. Jonas Salk bir toplantıda “Yeniden genç olsaydım yine aşılama üzerinde çalışırdım. Fakat bu sefer senin yaptığın işi yapar psikolojik aşılama üzerine çalışırdım” demiş. Martin Seligman bu “Psikolojik aşılama” kavramının onda büyük tesir yarattığını söylüyor.
Öğrenilmiş çaresizlik ve öğrenilmiş iyimserlik
Martin Seligman Amerikan Psikoloji Birliği’nin başkanlığını yapmış biri. Meslek hayatının başında “Öğrenilmiş çaresizlik” kavramını geliştirmekle meşhur olmuş. Normalde bir köpek kafesten çıkmak ister. Eğer bir köpeğe acı veren bir şok verilir ve kafes kapısı açık bırakılırsa köpek hemen oradan kaçar. Eğer bir köpeğe şok verilir ve kapı kapalı tutulur ve köpek kaçamayacağını öğrenirse, kapı açılsa bile artık kapıdan çıkmaya yeltenmez. Buna öğrenilmiş çaresizlik denir.
Martin Seligman meslek hayatının ileri yıllarında pozitif psikoloji ile ilgilenip “Öğrenilmiş iyimserlik” diye bir kitap yazdı. Bu kitap Hyb Yayıncılık tarafından Türkçe ‘ye çevrildi. Seligman kötümserlik ile iyimserlik spektrumunda açıkça iyimserlikten yana tavır alır. Kötümserliğin psikolojik ve fiziksel açıdan insan sağlığı için risk olduğunu düşünür. Üstelik iyimserliğin öğretilebileceğini söyler.
Çocuklara iyimser düşünme ve sosyal beceriler öğretilmeli
Seligman çocuklara hayatta olup bitenleri doğru ve iyimser yorumlama becerileri (bilişsel) ile sosyal ilişki becerileri öğretmenin onları depresyona karşı koruyacağını ve psikolojik aşılama oluşturacağını iddia ediyor. Çocukların özgüvenini arttırmaya dayalı yaklaşımı eleştirerek yerine bu iki beceriyi arttırmanın gerektiğini söylüyor. Seligman’a göre, çocukların gerçek dünyada sorunlarla baş edebilecek, zorlukları kabul ederek üstesinden gelecek beceriler kazanmalıdır. Sadece ruh hallerini iyi tutmaya yönelik yaklaşımlar yeterli değildir. Seligman bilişsel psikoloji hareketinin klasik “esas olan yaşan olay değil bizim onu nasıl yorumladığımızdır” yaklaşımını esas alarak çocuklara yaşantılarını kötümser değil iyimser yorumlamayı öğretmeye çalışır.
İki farklı eğitim
Çocukların psikolojik olarak geliştirilmesi ve dayanaklıklarının arttırılması ile ilgili programlar ikiye ayrılır. Birincisi anne babalara verilen anne babalık (ebeveynlik) eğitimleri ilen; ikincisi çocukların bizzat kendisine yönelik eğitimlerdir. Bu iki eğitim birbirine karşıt ve birbirinin yerine geçen değil de birbirini tamamlayan eğitimler olarak görülmelidir. Benim hazırladığım eğitim anne babalara yönelik olacak. Seligman’ın programı ise direk çocuklara yönelik bir eğitim olarak tasarlanmış.