Cuma günü Çekmeköy’e doğru gidiyorduk. Trafik bayağı yoğundu. Beşiktaş tesislerini geçince birden motorlu polisler önümüzü kesti ve beklememizi istediler.
Yol verdik kırmızı plakalı bir araç eskortlarıyla geçti. Arkasından önünde arkasında kırmızı mavi ışıklar yakarak birkaç tane daha, sonra birkaç tane daha, sonra tantana ile geçen araçların ardı arkası kesilmedi. Sayamadık, yirmi mi otuz mu .
Gidenler kimdi bilemedik. Cumhurbaşkanı Tahran’daydı o değildi. Yardımcısı mı yoksa bakan mı anlayamadık. Ama debdebeli tantanalı ve rahatsız edici bir geçişti.
***
Devlet ricalinin, belediye başkanlarının ve halka hizmetle mükellef bürokratların trafikteki geçiş üstünlüğünü anlarım.
Yüzbinlerin milyonların sorumluluğunu almış zevata trafikte öncelik vermeyi vatandaşın işlemlerine katkı sağlamak şeklinde yorumlarım.
Onlar gidecekleri yere bir an önce gitmeliler ki vatandaşın işleri hallolsun diye düşünürüm.
Tamam, güvenlik saikiyle önünde arkasında korumalar bulunsun ama 30 araç birden caka satarcasına trafiğin en yoğun olduğu saatte vatandaşı tepelercesine geçiş yapılırsa, bu geçiş vatandaşa olumsuz şekilde yansır.
Hoş karşılamaz, israf olarak değerlendirilir, şov olarak değerlendirilir.
***
Cumhurbaşkanını ve hükümeti savunan biri olarak bu şekilde geçişi eleştirenlere karşı benim savunacak bir argümanım da yok.
Kim bilir belki öndeki devlet büyüğü bu tantananın farkında bile değildir. Ama vatandaş farkında ve olumlu bir izlenim bırakmıyor.
Her ne kadar hazineden sorumlu bakan bu hususta israfın önüne geçileceğini açıklamış olsa da maalesef bu olumsuz enerji yayan manzaralara şahit oluyoruz!
***
Bu üzücü manzaranın yanı sıra sevindirici güzel hareketlere de var.
Yine aynı gün değerli kardeşim Mustafa Ataş beyin ağabeyi merhum Ali Ataş’ın cenaze namazını Marmara İlahiyat Camii’nde kıldıktan sonra Üsküdar’a geçmek için Bağlarbaşı metro durağına indim.
(Bu arada Üsküdar’dan Çekmeköy istikametine giden metronun dünyada eşine az rastlanan bir teknolojiyle çalıştığını ve duraklar dâhil her karesinin son derece kaliteli olduğunu belirteyim.)
Baktım durakta bir belediye başkanı metro bekliyor. Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın beyin makam aracını epeydir kullanmadığını biliyorum. Hatta belediyeye bisikletle gittiğini de biliyorum. O yüzden, ‘Sen bisikletle gezmiyor musun, metroda ne yapıyorsun’ diye takıldım. ‘Metro istasyonuna kadar bisikletle geldim şimdi tekrar bisikletime gidiyorum.’ dedi. İlave etti ‘Altı aydır makam aracına binmiyorum.’
***
Cenazede çok sayıda belediye başkanı da vardı. Murat başkan da makam aracıyla gelebilirdi ama metroya binip vatandaşla yolculuk etme tevazuu doğrusu çok güzle bir hareketti ve örnek bir davranıştı.
Aslında kalkınmış ülkelerde bizdeki gibi makam aracı trafiğine pek rastlanmaz.
Herkes bisiklete binsin demiyorum ama hiç değilse israfa kaçacak boyuta getirmeyelim ve vatandaşı rahatsız edecek hareketlerden kaçınalım.
Ben kimi bayramlarda ana caddelerin trafiğe kapatılmasını da makam araçlarıylahavalı geçişleri de tasvip etmeyenlerdenim.