"Ben dikey değil yatay mimariden yanayım. İnsan toprağa yakın yaşamalı..” dedi, Cumhurbaşkanı Erdoğan.. Herkesi kendim gibi mi zannediyorum bilmiyorum ama, apartmanda oturmaya bayılan kimse olmadığını düşünüyorum.. Fırsat verseniz herkesin ilk tercihi müstakil ev olacaktır herhalde.. Peki ama neden müstakil evlerde otu ramıyoruz.. Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi ‘yatay’ değil de neden ‘dikey’ yaşıyoruz?.. Yine cevabı bizzat Erdoğan verdi.. Çünkü dikey yapı, az topraktan çok para kazanmak anlamına geliyor.. Kabaca şöyle arz edelim.. 500 metrekare arsaya, 200 metrekaresi bahçe olmak üzere iki katlı müstakil bir ev de inşa edebilirsiniz, 6 katlı 1+1, 2+1 dairelerden oluşan bir apartman da.. Hangisinin rantı yüksek, varın hesabını siz yapın.. Şimdi madem vatandaş da müstakil evde oturmak istiyor, Cumhurbaşkanı da bunun teşvik edilmesi gerektiğini söylüyor.. O halde bir acil eylem planına ihtiyaç var.. Ev sahibi olmak isteyenlerin, birini müteahhite bırakmak kaydıyla içine en fazla iki ev yapabilecekleri arsalar satın alması teşvik edilmeli.. Bunu ticari amaçla kullanmayacağını taahhüt eden vatandaşa müstakil evde oturma kolaylığı sağlanmalı.. Böylece şehirleşmenin de kentin kuzeyine ve en batısı ile en doğusuna kayması da planlanabilir.. Göztepe’de 2+1’de kirada oturmak yerine, Sultanbeyli’de kendi bahçeli villasında oturmayı tercih edebilir belki de vatandaşlar.. Yatay yapılaşma teşvikleri için bir planlama şart..
Ne diyorsunuz Kemal Bey?
Sera Kadıgil isimli bir genç kadının, din düşmanı twitter mesajları paylaşılıyor internet ortamında.. Kimdir bu kişi diye baktım.. Tanıtım yazısında, CHP’nin PM üyesi olduğu yazıyor.. E anayasa düzenlemesi için, “islâmi açıdan” değerlendirme yapan Kemal Kılıçdaroğlu, bu arkadaşı ile yakından ilgilenecektir tahmin ediyorum..
Ah be Binnaz Hoca!
CHP’li akademisyen Binnaz Toprak, neden hayır oyu verilmesi gerektiğini (!) açıklamış.. Kitleyi konsolide etmek için de bir kaç argüman paylaşmış sosyal medyada.. Diyor ki;“.. Başkanlık sistemi sizin ve ailenizin hangi sorununa çare olacak? Maaşınız mı artacak, tatile gidecek paranız mı olacak, evinize her gün et mi alabileceksiniz?…” Öyle ya.. Parlamenter sistemde evlerimize özel yardımcılar geliyor ve çamaşırımızı yıkıyor, ütümüzü yapıyorlar.. Kasaba gittiğimizde, “parlamenter sistemdeyiz” şifreli sözlerini söylediğimizde etimizi-butumuzu alıp çıkabiliyoruz.. Geçen yıl Antalya’da bir otelin kapısında görevli açık açık sordu; “.. beyim eğer Başkanlık sistemindeysek tatil yapamazsınız, şimdiden söyleyeyim..” dedi. Bereket parlamenter sistemteydik de çocuklar denize girebildi.. :)
Ah be Binnaz Hoca..