Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda yarı finale kalan aşırı sağcı Milliyetçi Cephe lideri Marine Le Pen, ilk öngörülere göre, kendisine karşı oluşturulan "Cumhuriyetçi Cephe" karşısında fazla bir şansa sahip değil. Zira, neredeyse partilerin çoğu, merkez sağ da dahil olmak üzere, kendisine karşı diğer aday Emmanuel Macron'u destekleyeceklerini açıkladılar. Kağıt üzerinde durum bu. Peki saha, daha doğrusu sokaklar ne diyor!
***
Öncelikle 2002 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Marine Le Pen'in babası Jean-Marie Le Pen'in ikinci tura kalmasının ardından sokaklara dökülen kesim, bu kez aynı motivasyona sahip değil. Aslında siyaset sınıfı da Marine Le Pen'e karşı set oluşturuyormuş gibi yapıyor. Aşırı solcu lider Jean Luc Melenchon'un Macron'a destek yönünde açık bir çağrı yapmamış olması önemli. Melenchon deyip geçmeyin. İlk turda beklemedik bir çıkışla yüzde 19 oranında oy aldı. Sokakları harekete geçiren eksikler en az Le Pen kadar, Macron'u da hedefe alıyor bu kez. Hafta içinde lise öğrencileri sokaklara dökülüp, hem Macron'u, hem de Le Pen'i protesto ettiler. 2002 yılından bu yana değişen koşullar, Avrupa'nın diğer ülkelerinde olduğu gibi Fransa'da da siyasetin aşırı sağı sindirmeye başladığını gösteriyor. Marine Le Pen'in babasına göre biraz daha merkeze, merkez siyasetin de biraz daha uçlara kayması bu tabloyu oluşturdu. İngiltere'nin AB'den çıkış süreci Brexit ile AB'nin prestij kaybı yaşaması, ABD'de Donald Trump'ın seçilmesi, dünya hegemonya merkezinin uçlara doğru evrilmesi Le Pen'in yükselişi için uygun zemini oluşturdu.
Evet, kamuoyu araştırma şirketleri Macron diyor ama Le Pen'den gelecek bir sürprize de hazırlıklı olun derim.
Bu arada, Fransa'da yaşayan Türk vatandaşlarının iki adaydan hiçbirisine sıcak bakmadığını ve boş oy vermeye hazırladıklarını da burada kayda geçirelim.
Özellikle Macron'un 24 Nisan günü Ermeni soykırım iddiaları üzerinden oy devşirme çabası, Türk seçmenler tarafından not düşüldü.