Partiler, milletvekili aday listelerini dün YSK’ya bildirdi.
Sadece AK Parti listeleri, iktidar adayı bir partinin kriterlerini taşıyor.
Erdoğan ile birlikte Türkiye’yi yönetme sorumluluğu ve ciddiyeti ile yeni Türkiye’nin ufuklarına yürünecek.
Listeler belli olduktan sonra bütün partilerde ama yüksek ama kısık sesle burukluk, şaşkınlık, isyan yaşanır.
Ancak liste tepkileri saman alevi gibidir, birkaç gün sürer. Sonra ana kulvarlara dönülür.
24 Haziran seçiminin iki ana kulvarı var.
1. Kulvar: Erdoğan’ı seven, ona güvenen, onun liderliğinde bir Türkiye’ye inanan ve “yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan” inancı ile Cumhur İttifakı’na destek verenlerin kulvarı.
Bu kulvarda, 15 Temmuz darbe girişimindeki ihanete dur diyenler, FETÖ’nün bir Haçlı projesi olduğunu gören, Çanakkale ruhu ile yeniden dirilişe inananlar var… “Türkiye’nin güvenliği için kahraman ordumuz iyi ki Fırat Kalkanı operasyonunu, Afrin harekâtını yaptı. NATO ve Amerika, müttefik gözükmesine rağmen Büyük Türkiye’yi engellemek için karşımıza dikildi” diyenler var…
Bu kulvarda, Filistinlilere sahip çıkıp İsrail ve ABD’ye tavrını dünyaya ilan etmek için Yenikapı’dan haykıranlar var…
2. Kulvar: “Erdoğan gitsin de isterse Türkiye batsın” diyecek kadar Erdoğan’dan nefret edenlerin, “Erdoğansız Türkiye”yi isteyenlerin kulvarı. Bu kulvarda, FETÖ denilince sadece “AK Parti ile yıllarca beraberdiler” demekten öte gitmeyenler, 15 Temmuz ihanetine “tiyatro”, “kontrollü” darbe diyenler var…
Bu kulvarda, “ne işimiz var bizim Suriye topraklarında, Afrin kent merkezine girilmesin, Esad’la masaya oturulsun” diyenler var…
Bu kulvarda, Avrupa’ya, ABD’ye yarım ağızla bile laf edemeyenler var... Tam tersine M. İnce’nin seçimlere Amerika’yı karıştırıp sanki bir matahmış gibi “ne haber beni Amerika’dan aradılar ve FETÖ konusunda Türkiye Cumhuriyeti hükümeti doğruyu söylemiyor” diyebilen sorumsuzlar var… (İnce, “kimmiş bu Amerikalılar, açıkla da öğrenelim dendikçe susmaya devam ediyor. Bir arkadaşım; “Muharrem’i arayan Amerikalı falan yok ya. FETÖ’cüler bunu işletmişlerdir” diyor)
Bu kulvarda, “Yenikapı mitingi Filistin için değil, seçim için” diyen kaba düşünceliler var. (Sayın İnce, madem Yenikapı mitingi seçim için, siz de seçim için olmayan bir miting yapsaydınız. Lafla peynir gemisi yürümüyor.)
Bu kulvarlara bakıldığında milletvekili aday listelerinin seçim sonuçlarına yüzde 1 etkisi bile zor olur.
Ancak 24 Haziran seçimlerini etkileyecek önemli faktörlerden biri HDP’nin yüzde 10 barajını aşıp aşamayacağıdır. CHP, İyi Parti’yi bahane edip “Millet İttifakı”na HDP’yi almadı. Şahsi kanaatim, PKK’nın siyasî koluna tavır koyması; CHP’nin, “Cumhuriyet’in kurucusu parti” övünmesine yakışan bir duruş oldu.
HDP’nin yüzde 10 barajını aşması çok zor. Belli mahfiller kafa karıştırmaya çalışsa da Kürt vatandaşlarımızdan AK Parti’yi destekleyen geniş kitle Erdoğan sevgisini, bağlılığını devam ettiriyor.
Ancak Fırat Kalkanı ve Afrin Harekâtının HDP tabanını nasıl etkileyeceğini seçimde göreceğiz. 7 Haziran seçimlerinden sonra HDP’nin hala silahtan medet umduğunu görenler, 1 Kasım’da bu partiye gereken demokrasi dersini verdiler.
HDP barajı aşamadığında, AK Parti’nin 50-60 milletvekili daha kazanması söz konusu.
Evet, listeler yüzde 1 bile etkilemez ama HDP’nin barajı aşamayışı, 24 Haziran seçiminin sonucunu çok etkiler…