Geçen gün İstanbul Aydın Üniversitesi Batı Platformu’nun düzenlediği “Dünyada ve Türkiye’de Liderlik” konulu sohbet toplantısına katıldım. Birbirinden değerli akademisyen, işadamı, bürokrat ve sivil toplum temsilcileriyle uluslararası gelişmeleri değerlendirdik. Kimisi ‘Ne olacak bu İslam dünyasının hali, Müslümanlar liderlik sergileyemeyecek mi” türünden sorular sordu, kimisi de “Ne olacak bu dünyanın hali, bu kötü gidişata liderlik yapacak bir ülke, kurum çıkmayacak mı” gibi sorular sordu.
Gerçekten da günümüz dünyası bir yandan kuantum fiziğini, nano teknolojiyi, uzay araştırmalarını, küresel ısınmayı falan konuşuyor diğer yanda ise insanlık tarihinden ilk dönemlerinden beri değişmeyen kronik sorunlar olan açlık, kıtlık, sefalet, cehalet, katliamlar, savaşlar ve terörizm gibi konuları…
Ortaçağ’ın haçlı zihniyetinin modern dönemde yeniden hortladığına şahit oluyoruz.
Karanlık çağların soykırım ve tehcir uygulamalarını andıran vahşetlerin tekrar tekrar yaşandığını görüyoruz.
Üstün ırk anlayışının veya beyaz olmanın hala yüceltildiği, farklı olanın varlığına tahammül edilemediği bir ayrımcılık rüzgârıyla sarsılıyoruz.
Onlarca asır öncenin intikamını almak için bugün masum sivilleri katleden yobaz bir zihniyetin yeniden nüksettiğini görüyoruz.
Tüm bunlara karşı hangi devlet adamı, din adamı, siyaset adamı veya uluslararası kurum, kuruluş, birlik etkili bir liderlik sergileyebiliyor?
Geleneksel dünyanın etkili kanaat önderleri yerini sosyal medya fenomenlerine bıraktı.
AB’nin ne göçmenler konusunda, ne Ortadoğu’da yaşanan krizler ve katliamlar konusunda, ne de Mısır’daki gibi darbeler konusunda bir varlık ortaya koyamadığını, kendi yücelttiği değer ve ilkelerin gereklerini yapamadığını gördük. Türkiye’ye ‘idam gelirse ilişkiler kesilir’ diye ahkâm keserlerken, daha yeni onlarca genci idam eden Sisi’nin ayağına gidip, darbeciyi bağırlarına bastılar.
BM hiçbir konuda pratik bir adım atamıyor; İsrail’in hiçbir zulmüne ve keyfi davranışına karşı en ufak bir yaptırım uygulayamıyor.
NATO, Türkiye gibi bir üyesinin güvenlik riskleri konusunda zar zor kılını kıpırdatıyor.
ABD, ‘biz ve diğerleri’ ayrımı yaparak dünyanın gidişatında yapıcı bir rol oynamayacağını ilan etti. Evrensel değerler yerine sadece kendi çıkarlarını esas alan ve dünyanın geri kalanını teslimiyet ilişkisine davet eden bir yönetim anlayışı…
Avrupa’da yükselen ırkçılık, İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı gibi faşist eğilimlerin hem siyasi alanda karşılık bulduğunu görüyoruz, hem de Yeni Zelanda gibi dünyanın öbür ucunda bir terör saldırısına ideolojik zemin hazırlayabildiğini görüyoruz.
Bu hali bir ‘akıl tutulması’yla mı izah etmek gerekir, yoksa ‘değerlerin buharlaşması’yla mı? Kaybolan akıl da, değer de olsa aslında bir yönetim sorunundan, bir liderlik krizinden bahsediyoruz.
Avrupa’daki siyasetçiler AB’nin üzerinde yükseldiği değerlere sahip çıkmadılar, çifte standartla ve umursamazlıkla hareket ettiler. Siyasi alandaki etki-tepki popülist anlayışların ve ırkçı yaklaşımların güç bulmasına sebep oldu. Bu kültürel dalga ise tekrar siyasi alana dönüp yönetimleri kasıp kavurmaya başladı. Sosyal alan ile siyasal alan arasındaki bu irrasyonel ve popülist ilişki biçimi birbirini aşağıya doğru çekmeye başladı.
İşte tam da bu karamsar tabloda ortaya çıkan tek bir lider var, o da Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan. Birçok körfez ülkesinin eyyamcılık yaptığı ABD’nin Kudüs kararı hadisesinde, bir tek o hakikati haykırdı.
Gazze’den Arakan’a, Suriye’den Mısır’a kadar sorunlu her konuda en sağlam ahlaki duruşu o sergiledi.
Bu yüzden dünyanın öbür ucunda mazlumlara kastedenler ona mesaj gönderiyorlar.
Liderlik hem dış dünyanın güçlerine karşı gerçeği haykırabilmektir, hem de iç dünyanın popülist yaklaşımlarına veya yanlışlarına karşı tavır alabilmektir. Erdoğan’ın başarısı tam da buradadır.
Ayasofya tartışmasında siyasi popülizm yerine olması gerekeni söyleyebilmek böyle bir liderlikle mümkündür.
Terörün İslamisi, Hristiyan’ı olmaz çıkışını ondan başka yapabilen ve ayrımcı söylemlerin önünü kesebilen başka bir lider yok.
Hem İslam düşmanlığına, hem antisemitizme aynı anda tepki gösterebilen başka lider de yok.