Erdoğan’ın liderliğini bir tek Avrupalılar anladılar.
Bence doğru anladılar.
Ve o yüzden çıkarlarına uygun bir biçimde tepki koyuyorlar.
Avrupa’daki İslamofobi’nin, Erdoğan’ın şahsında Türkiye düşmanlığına doğru evrilmesinin sebebi de bu.
Erdoğan’ın Türkiye’yi tarih sahnesine güçlü bir biçimde çıkartan liderliği, Avrupa’nın çıkarlarını tehdit ediyor.
Erdoğan liderliği sayesinde büyüyen ve güçlenen Türkiye’nin varlığından Avrupa’nın duyduğu rahatsızlık, gerçekte demokrasi kaygısından kaynaklanmıyor…
Avrupa kendi çıkarları önünde engel olarak gördüğü Erdoğan liderliğini, demokrasiyi araçsallaştırarak tasfiye etmeyi amaçlıyor.
Erdoğan liderliğini anlamadan, Avrupa’nın bu tepkiselliğini anlamlandırmak da zaten mümkün değil.
Ne yazık ki içimizdeki Mankurtlar, Erdoğan liderliğinin güçlü bir Türkiye için ifade ettiği anlamı kavrayamadıklarından dolayı sahiplerinin dediklerinin aynısını söylüyorlar.
Avrupalı efendilerinin araçsallaştırdığı demokrasi üzerinden Erdoğan’a yükleniyorlar.
Avrupalı sahiplerinin dillendirdiği “diktatörlük” söylemi üzerinden Erdoğan liderliğini gözden düşürmeye çalışıyorlar.
Oysa bilmiyorlar ki; “liderlik” farklı bir şey, “diktatörlük” farklı bir şey.
***
Onlara sevgili kardeşim Doç. Dr. Yalçın Akdoğan’ın, “Siyasi Liderlik ve Erdoğan” kitabını okumalarını salık versem bir faydası olur mu bilmem.
Gene de salık vereyim…
Erdoğan liderliğinin nasıl tanımına uygun bir “demokratik liderlik” olduğunu, en önemlisi de bu liderliğin gücünü milletin gönlünden aldığını belki anlarlar da eleştirilerini bundan sonra hakkaniyet çerçevesinde yaparlar.
Hiç sanmıyorum ya, gene de önermiş olayım…
Ama Akdoğan’ın kitabını asıl bu ülkenin gençlerinin okuması gerektiğine inanıyorum.
Hem de vakit geçirmeden.
Erdoğan’ı anlamak, Erdoğan liderliğinin anlam ve önemini kavramak için gençlerimiz mutlaka bu kitabı altını çizerek okumalıdırlar.
Erdoğan’la ilgili bir kitabı halk oylaması sonrasında yazmayı planladığım için, kendi kişisel düşüncelerimi buradan şimdilik aktarmayı pek uygun bulmuyorum.
Lakin Akdoğan’ın da kitabında büyük bir isabetle kaydettiği gibi, “Erdoğan liderliği, öyle liderliğe dair şablonik ifadelerle izah edilebilecek bir liderlik asla değil.”
Liderlik bahsinde söylenen tüm özellikleri üstünde taşıyan Erdoğan’ın bence asıl farklılığı, liderlik literatürüne kendisinden hareketle yeni özellikler katmış olmasıdır.
Erdoğan liderliği bu yönüyle nev-i şahsına münhasırdır.
Yani bundan sonra liderlik bahsinde konuşanlar, Erdoğan liderliğinin kendine has özelliklerini de kayda geçirmek zorunda kalacaklardır.
Akdoğan’ın hem teorik, hem de pratik anlamda derinlik içeren bu kitabı; Erdoğan’ın şahsını ve liderliğini anlamak isteyenler için bir başucu kitabı niteliğindedir.
Bir akademisyen titizliğiyle kaleme aldığı kitabında Akdoğan, Erdoğan liderliğiyle birlikte Türkiye’nin nereden nereye evrildiğini de çarpıcı bir biçimde gösteriyor.
Yürekten kutluyorum Yalçın kardeşimi, bu anlamlı çalışmasından dolayı…
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi
Halk oylamasının bir bereketi de literatüre katkı niteliğinde yeni kitaplarla bizi tanıştırmış olması oldu.
Genç siyaset bilimci R. Onur Erdem’in, İşaret Yayınları’ndan çıkan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi/Demokratik Yönetim Biçimlerine Türkiye Katkısı” adlı kitabı mutlaka okunmalı.
İçeriği hayli zengin…
Dili anlaşılır ve yalın…
Akademik bilgilerin, herkesin anlayabileceği bir dile başarıyla taşınması bu kitabın çabucak okunmasını sağlıyor.
Hem keyifle okunmasını, hem de konuyla ilgili her türlü bilgiye sahip olunmasına katkı sağlayan Erdem’i tebrik ediyorum.