Hainlerin Dolmabahçe saldırısı sonrası, AB ve ABD’den peş peşe kınama ve dayanışma açıklamaları geldi.
Avrupa Konseyi, “Türkiye'nin, İstanbul'daki terör saldırısı sonrası Avrupalı hükümetler ve Avrupa Konseyi'nin, dayanışma ve desteğine itimat edebileceğini” dile getirdi.
AB Komisyonu, “Türkiye ve halkıyla dayanışma ve terör tehdidiyle mücadelede yakın işbirliği” kararlılığını bildirdi.
Beyaz Saray, “Türk milleti ve Türkiye ile dayanışma halinde olduğunu” açıkladı.
İngiltere, “Birleşik Krallık, terörle mücadelede Türkiye ile birlikte çalışmaya bağlıdır” ifadesini kullandı.
Fransa, “Fransa, yaşadığı bu yeni sıkıntı karşısında Türkiye’ye tam destek vermektedir” dedi.
Almanya, ‘kınama’ya “Türk dostlarımızla birlikte yas tutuyoruz” ifadesini ekledi.
NATO, “Müttefikimiz Türkiye ile dayanışmada birleşiyoruz. Terörizmin her türlüsüne karşı savaşmakta kararlıyız” dedi.
BMise ‘etkisiz eleman’ olarak, “Faillerinin bir an önce belirlenerek, yargı önüne çıkarılmasını umduğunu” açıkladı!
***
Bunlara bakarak “Batı Türkiye’nin yanında yer aldı” yorumları yapılıyor şimdi!
Ama Türkiye bunları kaçıncı kezdir duyuyor?
Bu tepkiyi önce TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili AK Partili Fatma Benli verdi: “Terörü bile ağzına almadan 'şiddeti kınıyoruz' ifadeleri ile yapılan, kınama mesajları bizim için yeterli değil. Teröre karşı ortak tavır, terörün hiçbir devlet tarafından ne sebeple olursa olsun finanse edilmemesini, terör örgütü mensuplarının barındırılmamasını, suçluların iade edilmesini veya yargılanmasını kapsar. Bu yapılmıyorsa söyledikleri ve yaptıkları uymuyor. Terörist Cemil Bayık'ın konuşmalarının mitinglere aktarıldığı, dağdan gelen teröristlerin devlet adamı gibi ağırlandığı pek çok örnek, özellikle Avrupa Parlamentosu'nun koridorlarında Öcalan'ın fotoğraflarının yer aldığı sergiler, Avrupa'nın terör ve teröristi destekleme konusundaki açık tavrını çok net gösteriyor. PKK'nın çeşitli AB ülkelerinden milyarlarca dolarlık geliri var. Bu durum PKK'nın finansman sağladığı ülkeleri açıkça PKK ile suç ortağı haline getirir. Batı dünyası 'teröre karşıyım' diyorsa, PKK ya da PYD, YPG gibi türevlerini, ellerinde kaleşnikof dağdaki terörist fotoğraflarını, insanlara moda ikonu gibi sunma gayretinden vazgeçmelidir.”
TBMM AB Uyum Komisyonu BaşkanvekiliCHP’li Özkan Yalım’ın tepkisi de yerindeydi: “Bazı AB yetkililerinin açıklamalarında ‘terör’ ifadesine yer vermemesini AB heyetleriyle görüşmelerimizde hatırlatacağız. Özellikle terör ve cemaatler konusunda, bazı ülkelerin bunları koruduğunu görebiliyoruz.”
NATO, terör örgütü DEAŞ’ın füzeleri Türkiye’yi vururken, Şam rejiminden tehditler gelirken “Aklından bile geçirme” mesajı vermek yerine, göstermelik gönderdiği Patriot hava savunma sistemini geri çekmemiş miydi?
BM, Suriye’de kimin haklı, kimin haksız olduğunu; kimlerin terörist olduğunu, kimlerin canlarını koruma mücadelesi verdiğini bilmesi ve buna uygun kararlar alması gereken kurum değil miydi?
Dün, çeşitli ülkelerin temsilcileri Dolmabahçe’deki ‘şehitler tepesi’ne giderek karanfiller bıraktı.
Teröre karşı Türkiye’nin yanında olduğundan şüphe olmayanları şükranla karşılıyoruz.
Ancak dün terör örgütü üyesi ve destekçileriyle poz verenleri orada görmek içimizi acıtıyor.
Bu halin Türkçe’de bir karşılığı var;
“Kurtla bir olup kuzuyu yer, sonra da çobanla ağlaşır!”
Aksini iddia eden, ‘söz’ün dışında destek için bir ‘eylem’ göstermeli.
Zira sözün bittiği yeri geçeli çok oldu.