Bunu söylemek için müneccim olmaya gerek yok kuşkusuz.
Çünkü "geliyordu zaten gelmekte olan".
Nitekim 03.03.2023 günü patlak veren büyük kriz 6'lı masanın kriz üretme potansiyeline dair hem önemli bir veri sundu, hem masa iktidarında hayat nasıl olacak, kısa bir ön gösterimde bulundu.
Bu açıdan 6'lı masanın en iddialı ve -sıkı durun- en garanti seçim vaadi budur: Kriz!
Henüz patlamadıysa bu krizler, uygun ortamı bulamadıkları, henüz sınanmadıkları içindir. Olgunlaşmayı bekliyorlar demektir.
MUHALİF SEÇMENİ MAHVETTİLER
Bu potansiyel ülkemizin toplum sağlığını tehdit ediyor aslında.
1950'den beri seçim kazanamayan CHP'nin seçmenine verdiği en büyük hasar psikolojik hasar.
CHP seçmeninin 24 Haziran 2018 gecesi yaşadığı büyük yıkımı hatırlayın.
CHP bir kez daha seçim kaybettiği, genel merkez süreci ve durumu yönetemediği, Cumhurbaşkanı adayı İnce aniden ortadan kaybolduğu ve CHP medyası, seçmeni yalan ve manipülasyonla gerçeklerden kopardığı için büyük şok yaşamıştı CHP seçmeni.
Ki bu ruh halinin devam ettiği, CHP seçkinlerinin bunu dert etmediği ve yönetemediği kanaatine sahibim, hala.
Nitekim Akşener'in restiyle dağılan masa muhalif seçmenin psikolojisini bir kez daha yerle bir etti. İnsanları siyasetten soğutan o üç gün psikolojinin alanına girdiği kadar siyasetin de rasyonel zeminde yapılması gerektiğini ispatladı muhalefete.
DEPREMZEDELERDEN ROL ÇALDILAR
Bu açıdan sorunları seçime kadar sümenaltı etmeyi başarsalar da olur da sandıktan çıkmayı başarırlarsa eğer sadece kendi seçmenlerine değil tüm Türkiye'ye illallah ettirecekleri kesin.
Daha şimdiden, hem de 11 ilimizi yıkan, ülkeyi derin acılara gark eden, 13 milyonu etkileyen şu yakıcı süreçte bile çıkardıkları krizle muhalif çevrelerin dikkatini depremzedelerden kendilerine çektiler.
Masada iki parti olduğu, diğerleri etkisiz eleman olduğu için, önerdikleri şey zaten rasyonel olmadığı için kriz riski de, psikolojik destek ihtiyacı da masada hep olacak.
CHP artık HDP'dir. İYİP de milliyetçi bir partiyim demiş bulundu. Üstelik sandıktan HDP'siz çıkılamaz. HDP-PKK'nın nihai hedefi de ülkenin doğu-güneydoğusunu koparmak olduğuna göre masada uyum hiç olmayacak, kriz hep olacak.
PKK ile mücadele, sınır ötesi operasyonlar, FETÖ'yü devletten kazıma mücadelesi, yerli milli savunma sanayiinin desteklenmesi, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki, Karadeniz'deki, Ege Denizindeki ve Adalardaki menfaatlerin savunulması mevzularında...
Ortak politika mümkün mü?
Olmadığı görülüyor.
Kriz mümkün ama.
Allah korusun savaş hali, OHAL ilanı, son yıllarda ne yazık ki hızla artan doğal afetlerle mücadele, kamu kurumlarına atamalar, eğitim, cumhuriyetin en büyük sosyal konut projeleri, toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik yüzlerce kalemde sunulan sosyal hizmetler yahut depremden etkilenen 11 ilin yeniden inşası için hazırlanması gereken büyük bütçe...
Masa ne yapacak sizce bu konularda? Sembolik cumhurbaşkanı ile pazarlık masasından transfer 7 ayrı cumhurbaşkanı yardımcısı nasıl karar alacak?
Kabinedeki bakanların da parçalanıp paylaşıldığını ekleyin bir de!
DİĞER PARTİLERİN İŞLEVİ
Öte yandan masa müdavimlerinin dördünün masaya faydasından çok yükü var aslında.
Kılıçdaroğlu'nun elini Akşener'e karşı güçlendirmek, masaya dair bir tür "çoğulculuk" efekti oluşturmak ve dindar/muhafazakâr demokrat seçmen de temsil ediliyormuş yanılsaması yaratmak dışında masaya bir katkısı olmadığını herkes biliyor.
Getirecekleri oylar da temsil kabiliyetleri de yüzde 0,1 ile 1 arasında seyrediyor çünkü.
Dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu 1 numaraya tırmanmak için bu partilerin sırtına basmak isteyebilir ama Akşener uzun vadede ne sırtına bastırır ne yüzde 0,5'liklerle bir tutulmayı gururuna yedirir.
Zaten bir yıldır başardıkları tek şey "toplanabilmek" olan 6'lı masa Türkiye'nin herhangi bir meselesi hakkında ortak görüşe sahip olmadığı için ortak politika da geliştiremez.
Hele hızlı karar, hiç alamaz.