Transfer sezonu, daha önceki yıllarda olduğu gibi; biraz gerçek, biraz hayali ve çokça da yalan haberler üzerine kurulu... Özellikle spor gazeteleri, Türkiye’ye getirilmedik futbolcu bırakmıyor.
Üç kulübümüzün birden UEFA denetimi altında kalması ve bu yüzden söylenen transferleri zaten yapamayacak olması bile, masa başında sallamanın cazibesini bitiremedi.
Bu arada taraftar da; Ronaldo ve benzeri starların Türkiye ligine asla gelemeyeceğinin bilincinde ama, “Ronaldo F.Bahçe’de” ve “Messi G.Saray’da” veya “Beşiktaş’ta” diye manşet atılmasından özel haz duyacak noktada... Hayali, yalanı ve dedikodusu bile hoşlarına gidiyor. Problem burada!
***
Son transferleri elekten geçirip doğrularını saptadığımızda, en karlı takımın F.Bahçe olduğunu düşünüyorum.
Mehmet Ekici’nin alınış biçimi pek ahlaki değildi ama, tarzı itibariyle gerekliydi. Valbueno’nın gelişi de, sarı-lacivertlilerin orta sahada ciddi anlamda ihtiyacını hissettikleri bir açığı kapatacak. Valbuena “Yaratıcı orta saha oyuncusu” olarak, beklentilere cevap verecek olgunlukta... Her iki kanatta oynayabilme gibi ek yetenekleri de var. Anlayacağınız, tam anlamıyla total futbolcu... Üstelik F.Bahçe taraftarının sevgisini kolayca yakalayabilecek, çekim merkezli biri...
Dirar konusunda risk yüklü görüşler öne süremem. Başarısı uyuma, hocaya, kendini takıma verişiyle ilgili sürece bağlı. Valbuena gibi kanıtlanmış ön garanti sahibi biri değil.
***
G.Saray; Belhanda-Maicon-Gomis üçlüsüyle, iyi bir iş yapmış gibi görünüyor. 23 yaşındaki Juventus’lu Lamina ile de temasları var. İtalyan takımının kadrosunda yeralması zor göründüğü için, transferi ya da kiralanması mümkün. Gençliği yeter...
Beşiktaş; 34 yaşındaki Pepe’yle uğraşıyor. Yaşını sorun etmeyelim ama, parası daha büyük sorun. Üstelik 2.5 milyon Euro da imza parası istiyor.
Marcelo’yu Lyon’a gönderip, onun parası ile Pepe’yi almak, Türk işi harakiridir. Beşiktaş tuhaf bir boşluk içinde...