FETÖ, 1970’lerden bu yana bir dini cemaat gibi davranarak büyüdü, insan kaynağını da dini motivasyonla toplamaya çalıştı. Örgütün saadet zincirine dönüşmesi veya korku ve tehdide başvurması sonraki aşamalarda yoğunlaştı ve maddi motivasyon daha fazla öne çıkmaya başladı. Çalınan sorularla kazanılan sınavlardan şantajlarla elde edilen haksız imkânlara veya kamu gücünü kullanarak kazandıkları haksız kazançlara kadar birçok faktör örgütü bir güç ve cazibe merkezi gibi gösterdi. Örgüte yakın olmanın getirdiği kârlar veya uzak olmanın doğurduğu riskler… Yalancı bir dünya cenneti sunma güdüsü örgütü palazlandırdı.
Ama tüm maddi boyutlarına rağmen örgütün asıl insan kaynağı din istismarından sağlandı. Vaazlar, rüyalar, sohbetler, dini görünüm altında yürütülen faaliyetler… FETÖ açıkça dini istismar eden örgütler kategorisinde sayılabilir. Tıpkı DEAŞ gibi, El Kaide gibi…
FETÖ’nün bu örgütlerden farkı ise dini sonuna kadar istismar etmesine rağmen dini görünümü mümkün olduğu kadar perdelemeye çalışması, takiyyede ve iki yüzlülükte son noktayı bulması… DEAŞ, çarpık anlayışı sonucu tekbir getirerek sivilleri katlediyor, diğer örgütler din devleti kurma kandırmacasıyla insanları ölüm makinesine dönüştürüyor. Dini açıdan yaptıkları da sorunlu, anlayışları da hastalıklı… Ama suç işleyenler sonuçta dini duygularla suç işlediklerini söylemekten çekinmiyorlar.
FETÖ’cüler ise öyle mi?
Ellerinden masum insanların kanı damlarken pişkin pişkin sırıtan bu canilere şunu sormak gerekir:
Madem çok büyük suçları, günahları, haksızlıkları, cinayetleri dini duygularla işlediniz, niçin bunları göğsünüzü gere gere dile getirmiyorsunuz?Niçin yaptıklarınızı samimiyetle sahiplenmiyorsunuz?
Hırsızlık yapmak, iftira atmak, insanların hayatını söndürmek, masumları katletmek, hak hukuk demeden her türlü kötülüğü yapmak ile dini duyguları bir arada zikretmek komik kaçıyor, o inandığınız yalan dünya çöküyor değil mi?
Allah adını kullanarak kandırdığınız, sırf dini duygularla size yönelen, sizi destekleyen insanlar yüzünüze tükürür diye bunları savunamıyorsunuz değil mi?
İşte bu FETÖ’cüler böyledir, hem yalancıdır, hem karaktersizdir. Her türlü kötülüğü ve pisliği yapmaya kendilerince yol bulur ve cesaret ederler ama onu sahiplenmeye ve savunmaya cesaret edemezler.
Siz hiç dini duygularla bu işleri yaptığını, Allah için bir yola çıktığını söyleyeni duydunuz mu?Diğer örgütlerin elemanları yaptıklarını gururla savunur, bunlar ise korkak ve namertçe yalanların arkasına saklanır.
Balık baştan kokar… Bunların elebaşısı darbe gecesi ilk teberri edip yalan söyleyendi. Tepedeki, milleti kandırdığı kutsalını savunmazsa alttaki tetikçiler neyi savunacak?
Bunların bu kadar olup biten içinde istismar ettikleri duygulardan tek bir cümle kurmamasının sebebi hem her şeylerinin yalan üzerine dönmesi, hem de yaptıklarıyla bu duyguların telif edilemez olması…
Bunlar yasal işler yaparken de Allah’ın adını anmaktan teberri ediyorlardı, dinle izahı mümkün olmayan kötülükler yaptıklarında da böyle bir motivasyonla suç işlediklerini söyleyemiyorlar.
Çünkü dini motivasyon insanları kandırmak içindi, asıl mesele küresel güçlerin ajanlığını ve tetikçiliğini yapmak…
Günlerdir süren pişkin tiyatro gösteriyor ki, bu tipik bir taşeron tetikçi örgütten başka bir şey değil. Sahtekârlık ve kötülük üzerine iyi bir şey inşa edilemezdi. Bunlar hem kurdukları yalan dünya içinde kendilerini kaybetmişler, hem de her türlü kötülüğü kendilerine mubah görecek kadar yoldan çıkmışlar. Suç ve terör üreten bir makine var ortada. O makinenin çarkları ve dişlileri ise yaptıkları kötülüğü savunamaz durumdalar.
Yüzsüz/hayaletbir örgüt suçüstü yakalandı ve şimdi ortada insan suretleri ile yaptıkları iğrençlikler var. Kendini görünmez sandığından her türlü pisliği yapanlar dokunulur olduklarını anlayınca üç maymunu oynuyorlar.