Birileri çok kurnaz.
Önce söylemediğiniz bir şeyi söylemişsiniz gibi yapıyor. Sonra arkasından hiç kimsenin itiraz etmeyeceği genel geçer hükmü yapıştırıyor:
“Köken araştırması yapmak ayıp!”
Çok ayıp elbette. Esenler Belediye Baskanımız Göksu’nun üzerine boca edilen tam böyle bir haksızlık işte! Daha doğrusu Tevfik kardeşimizin şahsında AK Parti’nin başına geçirilmek istenen çuval bu işte! Sahi Tevfik Göksu ne dedi?
CHP’nin İstanbul adayı için Yunanlı bir gazetenin “Pontus” demesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. CHP adayının da bu köken göndermesinden niçin rahatsız olmadığına, rahatsız ise niye bunu eleştirmediğine dikkat çekti. Dahası CHP adayının seçilmesinden Yunanlı bir gazetenin “Pontus” benzetmesi üzerinden duyduğu memnuniyetin manidar olduğunu vurguladı sadece.
O birileri hemen bindirilmiş kıtalar gibi Göksu’nun üzerine çullanmaya başladılar. “Sen” dediler. “Trabzonlulara Rum Pontus diyerek hakaret ediyorsun.” “Sen köken tartışması açarak ayrımcılık yapıyorsun.” Oysa Göksu’nun dediği şey bu söylenenlerle uzaktan yakından alakalı değil. Ne Trabzonlulara böyle bir suçlamada bulunuyor ne de CHP adayına kökenini açıkla çağrısı içeriyor. Dediği şu: “Ey haddini bilmez Yunan gazetesi! Bahsettiğiniz kişi Yunan değil Trabzonludur.”
Aynı tepkiyi Yunan gazetesine vermesi gereken CHP’li aday ise kalkıp saygıyla ve adamlıkla bağdaşmayan bir dille Göksu’ya veryansın ediyor. Söz konusu Yunan gazetesini muhatap dahi alıp cevap vermeyeceğini söylerken onca laf kalabalığı yapıyor ama nedense bir tek cümle ile iddiaya cevap vermiyor. Medyadan o birileri de kalkıp Göksu’yu “köken avcısı” olmakla ayıplıyor. Asıl çok ayıp olan şey tam da budur. Zira Göksu’nun demediğini dedi varsayarak suçlamalar getirmek ayıp ötesi bir durumdur. CHP adayının ağzını bozarak Göksu’ya hakaretler yağdırması da hadsiz ve densiz bir davranıştır. Göksu’nun kendi şahsında bütün Trabzonluları “Rum Pontus!” diye suçladığı iddiasında bulunan CHP adayı gerçekte bu çarpıtmasıyla bir siyasetçi olarak kalibresini ortaya koymuş bulunmaktadır.
Bu bahiste demek istediğimiz şu: Ne Tevfik Göksu ne de AK Parti hiç kimsenin kökeniyle ilgilenmez. Köken üzerinden insanları ayrıştırmak ve ötekileştirmek bir insanlık suçudur.
AK Parti kökeni ne olursa olsun bu ülkede yaşayan herkesi “Biz birlikte Türkiye’yiz!” anlayışıyla kucaklayan bir partidir. Bu bağlamda köken avcılığını da, köken tartışmasını da bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri olarak değerlendirir.
Yalnız merak ettiğim husus şu: İnsanlar niye kökenini gizleme gereği duyar? CHP adayının ne kökenini bilirim. Ne de merak ederim. İster Türk olsun ister Rum, benim için fark etmez. Bu ülkede yaşayan herkes kökeni ne olursa olsun özgür ve eşit yurttaştırlar. Evet köken araştırması veya tartışması yapmak çok ayıptır. Eyvallah. Lakin kökenini gizlemek de çok ayıp değil midir?
Neysek oyuz! CHP adayının çıkıp o Yunanlı gazeteciye kısa bir cevap vermesi her şeyi sonlandırmaz mıydı? Rum ise Rum, değilse Türk olduğunu söylemek niye bu kadar zor geliyor CHP adayına? Kendisi üzerinden yapılan “Pontus!” tanımlamasıyla Türkiye’nin birliğine karşı kurulmak istenen tehlikeli ve bölücü bir senaryoyu boşa çıkartacak bir kaç laf etmek niye bu kadar zor geliyor kendisine anlamak mümkün değil!
Tevfik Göksu’nun bir siyasetçi olarak kafalarda oluşan bu soru işaretine dikkat çekmesinden daha doğal ne olabilir? Göksu’nun bu hassasiyetini “köken avcılığı” ve “Trabzonlulara hakaret” zeminine çekenler sadece kendilerini küçültüp tartışma konusu yaparlar.
HAMİŞ
Seçilmiş bir belediye başkanı olmasının yanı sıra entelektüel bir siyasetçi olan Tevfik Göksu için canlı yayında “O adam değildir!” diyebilen CHP adayının adamlığı da, düzeyi de, tahammül sınırı da ortada. Boşuna “Üslubu beyan ayniyle insan!” denmemiş!