Almanya, Rusya ile ilişkilerini yeniden nizamlamak istiyor. Trump; G-7 zirvesinde, “yeniden Rusya’nın da içinde bulunduğu G-8 oluşumuna geri dönülmesi” gerektiğini ifade etmiş.
Bu durum, tek başına dünyadaki dayatmalarının gerekçelerine farklı gözle bakmamız gerektiğini benimsetmekte.
Trump; bunca yaptırım ve ambargo uygulamasından bahsedilen Rusya’ya, neden sizce sıcak mesajlar vermekte? Hayır, bunun sözde Amerikan seçimlerinde Rusya faktörünün veya söylendiği gibi, Rusya’nın “Trump’ın seçilmesinde rol üstlendiği” iddiaları ile bir alakası yoktur.
Burada İsrail lobisinin etkisini gözardı etmemek lazım. Göründüğü gibi Rusya-İsrail ilişkilerine, özellikle Rusya’ya dünyadan gelen baskılar eşliğinde ihtiyacı yüksek. Trump’ın üzerindeki “İsrail lobisi etkisi” ortada. İran-İsrail gerilimine girmemesi mukabilinde, Rusya’nın İsrail lobisinden alacağı destek manidardır. Trump’ın yeniden Ukrayna krizi üzerine G-8’den dışlanan Rusya’nın “yeniden oraya dönmesinin gerekli olduğunu” ifade etmesi, farklı anlam taşımakta!
Türkiye’ye gelelim. Bakın ısrarla Rusya ilişkilerine, Rusya-Türkiye arasındaki gelişmelere engel olmak isteyen bir Batı ile karşı karşıyayız. Savunma sistemlerinden tutun, pazarlarına girme konusundaki girişimlere kadar, hepsi ayrı ayrı bir ana başlık. Şimdi buradan baktığımızda Amerika’nın, Rusya-Türkiye ilişkilerine bakış açısını anlamamız mümkün. Rusya, daha ciddi bir güç olma peşinde. Bunu ambargo ve insan hakları ihlalleri bahaneleriyle veya Ukrayna meselesi ile engellemek istemekte ABD! Diğer taraftan Almanya, Rusya ile ilişkileri geliştirme peşinde. Ciddi pazarını kaybediyor, ABD yüzünden neredeyse! O pazara azar azar Çin girmekte. Sessiz sakin ve alttan! Tayga ormanları, neredeyse Çin parası ile satın alınmış durumda. ABD, Fransa’yı o sebepten devreye sokma peşinde. Almanya’yı zor zapt ettiğinin farkında! Başka taraftan, Türkiye’ye dayatma devam ediyor. Rusya ile ilişki kurma, kurarsan bunun adı “eksen kayması” olur. Ne komik değil mi? Ortada eksen mi kaldı ki, kayması olsun!
Türkiye; Almanya, ABD, İngiltere ve Fransa gibi bölgeye hâkim olmak isteyen sömürgecilerin, tam tersine adımlar atmaya başladı. Rusya ile ilişkiler bu denli anlamlıdır. İçeride S-400’lerle ilgili seslenen komik iddialar bile, “duyum” denilerek lanse edilen beyanların bile, bu sistem içinde Türkiye’yi saf dışı bırakma çabasına hizmet edenlerin fısıltılarının yattığı aşikârdır.
Gidip gelip seçimlerden bahsediyorum. Türkiye’nin, uluslararası konumunu alâkadar ediyor önümüzdeki seçim, ondan! Bakın, küresel çapta paylaşım söz konusudur. Bizi ise, bu masada arzu etmiyor, küresel aktörler! Hamleler ise, tam da o masaya oturma çabasıdır. Ve sonuç; bizi o masada hazmetmeseler bile, kabul etmek zorundalar. Seçimlerden çıkan sonuç, bizim hangi konumda olacağımızı belirleyecek hiç kuşkusuz. Bizi kendi liglerinde görmek istemiyorlar. Biz onları mecbur etmekteyiz. Öyle bir virajdan geçiyoruz ki; sistemi oturtabilsek, ileride bunu raydan çıkarmaya kimsenin gücü yetmeyecek. Ama görüyoruz ki; içerideki seçim söylemleri, tam da dışarının diktesi doğrultusunda ilerlemekte!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizim yeni ve kalıcı sistemin simgesidir. Eğer bu sistemi engelsiz oturtabilirsek, ileride siyasi oluşumlara göre değil, sisteme yönelik kurgumuz söz konusu olacaktır. O sebepten; kodları Türkiye’ye bağlı, milli ve yerli devlet sistemini oturtmak zorundayız! Anahtar ise, 24 Haziran’dır.