Kemal Kılıçdaroğlu’nun yalanlarının hızına yetişmek ne mümkün…
Gün geçmiyor ki yalan üstüne yalan koymasın…
Sırasıyla değinmekte yarar var.
İşin gerçeği bilinsin diye…
***
Kılıçdaroğlu diyor ki:
“Yeni sistemde Cumhurbaşkanının kaç yardımcı ve bakan atayacağını bilmiyoruz. Keyfine göre istediği miktarda ve kişiyi seçebilir. Tek adam ve diktatörlük rejimi bu işte.”
El-cevap:
Bilmeyen de sanır ki mevcut sistemde Başbakanın kaç yardımcı ve bakan atayacağını biliyoruz.
İşin gerçeği şu:
Mevcut sistemde Başbakan dilediği miktarda bakan belirleyebilir. Yani kaç yardımcı ve bakan belirleyeceği, tamamen Başbakanın kendi takdirinde ve yetkisindedir. Yardımcı ve bakanların sayısını belirleyen bir anayasa ve yasa hükmü yok.
Mevcut sistemde Başbakan, yardımcılarını ve bakanlarını milletvekilleri arasından seçmek zorunda değildir. Meclis dışından da dilediği kişiyi yardımcı ve bakan olarak seçebilir. Başbakanın ağırlıklı olarak milletvekillerinden yardımcı ve bakan seçmeleri mevcut sistemin doğası gereğidir ve bütünüyle siyasi dengelerle alakalıdır.
Yeni sistemde Başbakanlık makamı olmadığı için, işbu yetki hükümetin/yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanına veriliyor.
Aynı yetkiyi Başbakan kullandığında Kılıçdaroğlu’na göre tek adam veya diktatörlük rejimi olmuyor ama Cumhurbaşkanı kullandığında oluyor.
Allah aşkına mantık bunun neresinde?
Kılıçdaroğlu hem bir gerçeğin üstünü yalanla örtüyor, hem yalan yoluyla kafaları karıştırıyor, hem de normal bir insanın mantığının kabul edemeyeceği bir mantıkla tek adam ve diktatörlük iddiasında bulunuyor.
E pes vallahi!
Bu bahiste unutulan bir gerçeği hatırlatalım:
AK Parti iktidara geldiğinde bakanlık sayısı 36 idi. AK Parti’yle beraber bu sayı 25’e indirildi.
***
Kılıçdaroğlu diyor ki:
“Yeni sistemde Cumhurbaşkanı partinin de genel başkanı olacağı için, milletvekillerini o belirleyecek. Dolayısıyla hem yürütmenin, hem de yasamanın sahibi olacak.”
İlahi Kemal Bey, mevcut sistemde milletvekillerini kim belirliyor?
Mevcut sistemde Başbakan aynı zamanda bir partinin de genel başkanı. Milletvekillerini de büyük oranda kendisi belirliyor. Başbakanın partisi Meclis’te çoğunluğu elde etti mi aynı sonuç doğmaz mı?
Bugün Meclis’te çoğunluğu olan parti, AK Parti. Başbakan da AK Parti’nin genel başkanı. Kemal Bey'in mantığına göre yürütmenin başı olan Başbakan, aynı zamanda kendisinin belirlediği milletvekilleri dolayısıyla Meclis’in de patronu.
Değişen ne Kemal Bey?
Yürütmenin ve yasamanın patronu Başbakan olunca tek adam veya diktatörlük rejimi olmuyor da, Cumhurbaşkanı olunca mı oluyor?
Allah’ım sen akıl fikir ver şu Kemal kuluna!
***
Kılıçdaroğlu diyor ki:
“Bu yetkileri kime verirseniz verin diktatör olur.”
Kemal bey; Cumhurbaşkanına verilen yetkiler, mevcut sistemde Başbakana ait olan yetkiler. Başbakanlık makamı yeni sistemde olmadığı için Başbakana ait yetkiler Cumhurbaşkanına veriliyor.
Bu yetkiler Başbakana verildiğinde diktatörlük rejimi olmuyor da, Cumhurbaşkanına verildiğinde niye oluyor acaba?
***
Kılıçdaroğlu diyor ki:
“Cumhurbaşkanı partili olursa, tarafsız olamaz. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi demek, tek adam ve diktatörlük rejimi demek.”
İlahi Kemal Bey, Başbakan partili değil mi?
Partili Başbakan bu ülkede herkesin Başbakanı değil mi?
Partililik aidiyeti tarafsızlığı ortadan kaldırıyorsa, Başbakanlık sistemini nasıl savunuyorsunuz?
Kemal Bey'in bu mantığına göre; Başbakan partili ama tarafsız, Cumhurbaşkanı partili ama taraflı…
Allah’ım sen aklımıza mukayyet ol…
Aklı başında hiç kimsenin dile getirmeyeceği veya getirildiğinde inanmayacağı bu iddiayı Kemal Bey gündeme getiriyor ve bizim de inanmamızı bekliyor.
Çok şükür aklımızdan yana kuşkumuz yok bizim.
Ülkemizde partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin mucidi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Kemal Bey bu iddiasıyla, Atatürk’ü de tek adam ve diktatör ilan etmiş oluyor aslında.
Bir de kalkıp Atatürkçülük taslıyor.
E pes vallahi!
Yeni sistemde Cumhurbaşkanına tanınan yetkilerin Atatürk’te ve İnönü’de olmadığı iddiası da kocaman bir yalandan ibaret…