CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun akıl tutulması yaşadığını düşünenler yanılıyor.
Kılıçdaroğlu, bir projede plan dâhilinde adımlar atıyor.
Bu gerçeği göremezsek, Kılıçdaroğlu'nun artık Erdoğan'ı suçlamanın da ötesine geçerek devletin Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ve Jandarma Genel Komutanlığı'na saldırmasını izah edemeyiz.
Kılıçdaroğlu, yayınladığı son videoda, "Her şey bu iktidarın ekonomiyi bitirmesiyle başladı. Tüm kaynaklar tükenince de iktidarda kalmak için çok kirli bir oyuna girdiler. Uyuşturucu paralarını Türkiye'nin cari açığının finansmanında kullandılar" dedi.
Belge yok... Kanıt yok... Kesin konuşuyor...
Türkiye düşmanlarının eline koz veriyor.
Devlet birimlerine yönelik bu iftiranın, bu suçlamanın, CHP liderinin ABD seyahatinin arkasından gelmesi elbet manidardır.
Bakan Soylu, Kılıçdaroğlu'na cevap verirken "Amerika'da hamburgercide aldığı siparişler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Yarın öbür gün bir ses kaydı çıkarsa, bir vatansever bu ses kaydını mahkemeye gönderirse ne olur?" dedi. Neyi ima ettiği de belli: Kılıçdaroğlu ABD'de izah edemediği 8 saatlik kaybolma esnasında FETÖ'cülerle buluştu ve bunun devlette ses kaydı var...
Kılıçdaroğlu ABD'den döndükten sonra daha önce de bir şeyler olmuştu.
2 Aralık 2013'teki ABD ziyareti sonrasını hatırlatalım.
FETÖ'nün 17/25 Aralık emniyet-yargı darbe teşebbüsünden 15 gün önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "üç düşünce kuruluşu bizi davet etti" diyerek Washington'a gitti. Bu "düşünce kuruluşları" doğrudan FETÖ elebaşı Gülen'den talimat alan FETÖ yapılanmalarıydı.
Türkiye'ye dönüşte heyetteki bazı CHP'liler, "yakında öyle şeyler açıklanacak ki, Erdoğan ülkeyi terk edecek" diye konuştular. Kılıçdaroğlu, Samanyolu TV'ye çıkıp, "Erdoğan yurt dışına kaçacak ama yakalayıp getireceğiz" dedi.
Pensilvanya'dan CHP liderinin kulağına üflenen, "Erdoğan kaçacak" algı operasyonuydu.
Hatırlayanlar bilir, bugün AK Parti'den oy tırtıklamak için kurulan partilerin içindeki pek çok isim o günlerde FETÖ'ye figüranlık yaptılar...
Kılıçdaroğlu ABD'ye neden gittiğini, kaybolduğu 8 saat boyunca ne yaptığını hala izah edemedi.
Şimdi görüyoruz ki FETÖ'nün yeni mesajı, "bu hükümet uyuşturucu parasıyla cari açığını kapatmaya çalışıyor" algı operasyonuymuş.
FETÖ, bir ABD organizasyonu/taşeronu.
FETÖ intikam peşinde ve Batı başkentlerinden ne denilirse bunu yapmaya hazır.
Kılıçdaroğlu da Cumhurbaşkanı adayı olmak için yanıp tutuşuyor. O da FETÖ elebaşı gibi emre amade, ne denilirse yapmaya hazır...
ABD ve AB'nin ağaları ülkeler; Narko-Türkiye algısı ile ülkemizi, Afganistan, Kolombiya, Meksika kategorisine sokmaya çalışıyor. Bize ambargo uygulamanın, yükselen itibarımızı sarsmanın peşindeler.
Hürriyet'te Nedim Şener bu FETÖ senaryosunu bir yıl önce yazdı:
"FETÖ'cü Said Sefa ile benzeri örgüt üyelerinin aylar öncesinden yaratmaya çalıştığı, "Narko-Türkiye" algısı yurtdışına kaçmış bir mafya yöneticisi tarafından dillendiriyor. Aynı iddialar, Amerikan New York Times, Washington Post gibi gazetelerde ve Avrupa medyasında tekrarlanıyor. Sosyal medya üzerinden yürütülen operasyon Türkiye'de faaliyet gösteren ve Amerika ve Avrupa tarafından fonlanan internet sitelerinde bol bol tekrar ediliyor, gazetelerde "Narco-Türkiye" yazıları yazılıyor."
Kılıçdaroğlu, MİT TIR'ları ihanetinde de algı operasyonunun bir parçasıydı. FETÖ kumpasıyla Türkiye, yabancı terör örgütlerine silah temin eden ülke gibi gösterilip uluslararası mahkemelerde sanık sandalyesine oturtturulmak istendi.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan ile Cumhur İttifakı ile değil Türkiye Cumhuriyeti devleti ile savaşıyor...