Geçen hafta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Jülide Sarıeroğlu’nun CHP Başkanı Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü’ne atfen yaptığı “Kılıçdaroğlu döneminde 42 milyar olan SGK açığı bu kadar hizmet kapsamını genişletmesine rağmen şu anda 21 milyar TL” açıklamasına Kılıçdaroğlu kendi döneminde en son 2 milyar 341 milyon açık olduğunu belirterek itiraz etmişti. Aslında basit bir hesapla TÜFE ve güncelleştirilmiş bir tutarla 2 milyar 341 milyon liranın bugün kaç para yaptığını hesaplamak basit.
Bence konuya yanlış yerden bakılıyor. Esas sorulması gereken soru fahiş fiyatla ve ihalesiz alım yapılıp yapılmadığıydı?
1990’lı yılların sonlarında Neşter Operasyonu’nu başlatan dönemin Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, o dönemde Kılıçdaroğlu’nun savcıya verdiği ifadelerinin tamamen gerçek dışı olduğunu, o soruşturmadan Rahşan affı ile kurtulduğunu söyledi. Şimdi soruyoruz;
Sayın Kılıçdaroğlu fahiş fiyatla ve ihalesiz alım yaptınız mı?
Neşter soruşturmasını yürüten eski DGM savcısı Ömer Süha Aldan’ı neden milletvekili yaptınız?
26 dolarlık stente 2.456 dolar ödediniz mi?
Rahşan affı olmasaydı 1999 yılında hapse girecek miydiniz?
SSK Genel Müdürlüğü döneminizle ilgili bahse konu SGK müfettişleri tarafından 2008-2010 yıllarında yapılan soruşturmada size fahiş fiyatla ihalesiz malzeme alımı soruldu mu? Sizi aklaması için rapor hazırlama görevinin özellikle FETÖ tarafından ayarlandığı iddialarına cevabınız var mı?
Son olarak uzun süre birlikte görev yapmamıza rağmen Rehberlik ve Teftiş Kurulu’ndan (asla sızdırılmayacağını bildiğim için) istemediğim bu rapor elinize nasıl geçti? Raporu size kim verdi? Hazırlayanların önce danışmanınız vasıtasıyla size onaya getirdiği, onayınızın akabinde raporun kurula teslim edildiği iddiasına ne diyorsunuz?
Sizi önce Rahşan affı, sonra da FETÖ’cü müfettişler mi kurtardı?
Hodri meydan…. Siz, bütün danışmanlarınızla gelin, söz ben yalnız geleceğim…..
İş müfettişleri dertli!
Geçtiğimiz hafta Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda FETÖ imamı olan teftiş kurulu eski başkan yardımcısı başmüfettişin sır emekliliğini gündeme taşımış ve FETÖ imamını kim koruyor diye sormuştum… Yazımız çok ses getirdi… ‘Devlete Kilit Vatandaşa Mobbing’ başlıklı bu yazımdan sonra çok sayıda mail aldım. Bu maillerden birinde bir iş müfettiş yardımcısı diyor ki; “Resul Bey, atanamayan FETÖ mağduru müfettiş yardımcılarındanım. FETÖ’cüler ayıklanmadığı için kararnamelerimiz Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanmıyor. Lütfen mağduriyetimizi yazar mısınız? Bu FETÖ’cüleri ayıklasınlarda bizlerinde müfettişliğe atanması sağlansın.”
Bu yazıyı duyurmazsam haksızlık olacağını düşündüğüm için buradan duyurmak istiyorum. 450-500 iş müfettiş yardımcısının kararnamesi birkaç kez gönderilmesine rağmen onaylanmıyor. Zira bir kısım İş Müfettiş Yardımcılarının FETÖ’cü oldukları ve sınav sorularını çalarak atandıkları iddiaları iddia ediliyor. Sınav komisyonlarında kimlerin görev yaptığı ve ne şekilde alım yaptıklarını eminim devletin yetkilileri de biliyordur. Dolayısıyla görev yapan ve FETÖ’cü olmayan müfettiş yardımcılarının da özlük haklarında ciddi kayıplar olduğunu belirtiyorlar. Bu iş müfettiş yardımcıları içerisinde FETÖ’cülerin olduğunu herkes bilmesine rağmen İş Teftiş Kurulu bu FETÖ’cüleri neden ayıklamıyor? Devletine bağlı İş Müfettiş Yardımcıları neden FETÖ’cülerle aynı kefeye konularak mağdur ediliyor? 450-500 iş müfettiş yardımcısı içerisindeki FETÖ’cüleri ayıklamak çok mu zor?