CHP, Türkiye’yi böldürtmemek için yoğun çaba sarf ediyor!
Hatta bu amaçla, bölücü terör örgütü PKK’nın siyaset gömlekli Truva atı HDP ile yaşadıkları büyük aşk, son dönemde eyleme dönüşmüş ve HDP’li PKK yandaşları hakkında başlayan hukuki sürece savaş açmışlardı!
İşte bu gayretler pazar günü Adana’da meydanlara taştı!
Her yer “Ülkemizi Böldürtmeyeceğiz” pankartlarıyla donatılmıştı.
Ve CHP lideri Kılıçdaroğlu çıktı kürsüye.
Bol vaatli “sözüm söz” faslından sonra eline bir kağıt aldı ve kendisini dinleyen kalabalığa “Benim okuyacağım her isimden sonra ‘Burada’ diye bağıracaksınız” talimatı verdi.
Nazlı Ilıcak…
“Burdaaa…”
Mehmet Altan…
“Burdaaa…”
Ali Bulaç…
“Burdaaa…”
???...
Kafalar allak bullak…
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Ülkemizi Böldürmeyeceğiz” diye topladığı kalabalığa, ülkeyi yedi düvele açık arttırmayla satmaya kalkan hainlerin kalbinde yaşadığını söylüyor ve bunu da zavallı kalabalığa tekrarlatıyordu.
Kılıçdaroğlu’nun demokrasi illüstrasyonlarına rağmen, parti içinde tam bir diktatör olmasından; “Bana karşı fikir beyan eden kardeşim olsa atarım” şeklindeki parti içi demokrasi uygulamalarındandolayı kimsenin itiraz edemediği, ederse de ihraç malı olmayı göze aldığı bir ortamdı CHP.
Ama buna rağmen Kılıçdaroğlu’nun kürsüden haykırdığı bu darbeci ve bölücü aşkına, “mankurtlar” dışındaki hemen her partiliden, “Bu kadar da olmaz, yeter artık” mealinde itirazlar yükseldi.
Yerelden genele, tabandan tavana birçok CHP’li, “Darbeci FETÖ’cüler ‘Burada…’ ise biz yokuz” dediler.
Çıkmaz sokakta 6 yıl...
Kılıçdaroğlu’nun bu davranışına bizim mahalle sakinleri de çok şaşırmış ve kızmıştı!
Ben de onların şaşırmalarına çok şaşırdım.
Kılıçdaroğlu, “Erdoğan dünyanın en önde gelen liderlerinden biridir” gibi şaşırtacak bir şey söylemişti sanki.
Biz 7 Haziran’dan bu yana “CHP, FETÖ’nün dümen suyunda; HDP’nin kucağına gidiyor” demedik mi?
Hadi bizim yazdıklarımızı okumadınız bile, “Bizim mahallenin tıfılı” deyip geçtiniz. CHP’nin genlerini bilen Baykal aynı şeyi söylemedi mi?
Biz demedik mi, “Kılıçdaroğlu FETÖ’ye fatura ödüyor. OHAL mağdurları bahane, FETÖ’ye destek şahane” diye.
Kılıçdaroğlu, sizi kızdıracak ne yaptı ki…
Adam bunların hepsini teyit ediyor, “Ben hiçbir zaman darbeye ve FETÖ’ye karşı tam tavır almadım. Bakmayın 15 Temmuz sonrasında bazı yuvarlak laflar etmeme, Yenikapı’ya gitmeme. Ben hiçbir zaman velinimetime nankörlük etmem. Nitekim daha darbeci ve teröristlerin döktüğü şehit kanı kurumadan OHAL mağdurları, medya özgürlüğü, bölücü bağımsızlığı; aklınıza gelen bütün argümanları kullanarak bana verilen talimat doğrultusunda FETÖ ve BETÖ’ye hizmetimi kesintisiz sürdürüyorum” diyor.
Bunlar hoşunuza gitmeyebilir ama ilk defa dürüst davranıyor.
“Ülkemizi böldürmeyeceğiz” demiyor, darbelere karşı olduğunu söylemiyor.
Neye inanıyorsa onu söylüyor; “Her şey bir yana Nazlı bir yana” diyor.
En azından dürüstlüğüne saygı duyun. Ona kızmayın.
Ama acımayın da…
Çünkü, kendi düşen ağlamaz.
22 Mayıs 2010 tarihinde girdiği çıkmaz sokağın artık sonuna geldi.
Yakın zamanda CHP’de çok ilginç gelişmeler olursa hiç şaşırmayın.
Kılıçdaroğlu ödemekten yoruldu, fatura bir türlü bitmedi ama o artık bitti.
Şimdi önünde iki yol var ama her ikisinde de onu bekleyen zor günler var.