Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzun yürüyüşü bitti ve dün Maltepe cezaevindeki milletvekilleri Enis Berberoğlu’nu ziyaret etti.
Enis Berberoğlu, MİT TIR'larının durdurulması ihanetiyle ilgili casusluk faaliyetinde bulunmak iddiasıyla 25 yıl ceza aldı. Bu, CHP’de bir şaşkınlık ve panik havası oluşturdu. Havayı dağıtmak için alelacele Ankara’dan İstanbul’a yürüyüş kararı alındı. Kılıfı da 'adalet' oldu.
Ancak yürüyüş esnasında odaklanılamayan soru hala cevap bekliyor: MİT TIR'ları ile ilgili dökümanları Enis Berberoğlu’na kim verdi?
Bu soru neden önemli? Çünkü şüphelilerden biri CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun kendisi...
Kılıçdaroğlu’nu şüpheli yapan gelişmeleri hatırlayalım.
Ocak 2014’te, yani yolsuzluk kılıflı 17/25 Aralık 2013 siyasi darbesinden bir hafta sonra Adana’da MİT TIR'ları durduruldu. Bugün FETÖ’cü generallerin, jandarmanın, emniyetçilerin, yargı mensuplarının bir tezgâhı olduğu ortaya çıkan bu ihanetin amacı, dönemin Başbakanı Erdoğan’ı Lahey’de uluslararası ceza mahkemesinde yargılatmak ve Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı adayı olmasını engellemekti.
Bunda başarılı olamadılar.
Şer şebekesinin önünde önemli bir dönüm noktası olarak gördükleri 7 Haziran 2015 seçimleri vardı. Bu defa hedef, HDP’ye barajı aştırıp AK Parti’nin tek başına iktidar olmasını engellemekti.
Bir yandan da AK Parti’nin yıpratılması gerekiyordu. İşte bunun için olaydan 16 ay sonra, seçimden de bir hafta önce 29 Mayıs’ta, MİT TIR'ları haberi Cumhuriyet gazetesinde manşet oldu. Gazetenin o günkü yayın yönetmeni Can Dündar’dı.
Sonra olayla ilgili dava açıldı, yargılama başladı. Can Dündar Almanya’ya kaçtı.
Pekiyi, Enis Berberoğlu ismi işin içine nasıl girdi?
Can Dündar, “Tutuklandık” adlı kitabında, “Nihayet 27 Mayıs Çarşamba günü öğleden sonra solcu bir milletvekili dostum getirdi görüntüleri. 'Merak ettiğin şey bu flash diskin içerisinde' dedi” diye yazdı.
Can Dündar'ın 27 Mayıs günkü telefon görüşmeleri ile ilgili HTS kayıtları çıkarıldı ve öğleden sonra Enis Berberoğlu ile görüştüğü ortaya çıktı.
Enis Berberoğlu Can Dündar’ı yalanlamadı.
Pekiyi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi işin içine nasıl girdi?
CHP Genel Başkanı, yanında Enis Berberoğlu olduğu halde 17 Mayıs’ta Zaman gazetesine gitti ve Ekrem Dumanlı ile görüştü. Yaptığı ziyaretin haberi ertesi günü (18 Mayıs’ta) fotoğraflı olarak Zaman gazetesinde yer aldı.
Haberden iki gün sonra 20 Mayıs’ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hürriyet gazetesini ziyaret etti. Ve şunları söyledi:
“CHP iktidarında yasadışı yollardan sınır geçişlerine izin vermeyeceğiz. MİT TIR’ları da gidip gelmeyecek. Silah taşımayacaklar. Filmleri var, kamyonlardaki kasaların nasıl açıldığının, bombaların görüntüleri var. Ben de seyrettim.”
Lütfen dikkat. Enis Berberoğlu, Can Dündar’a görüntüleri 27 Mayıs'ta teslim etmeden bir hafta önce, Kılıçdaroğlu bu görüntüleri seyrettiğini söylüyor. Yani Cumhuriyet’te yayınlanacak görüntülerden Kılıçdaroğlu önceden haberdar…
Şimdi şüphe şu: Kılıçdaroğlu seyrettiği bu görüntüleri Enis Berberoğlu’na elden verip, “Bunları Can Dündar’a götür…” dedi mi?
Ankara-İstanbul yürüyüşü, bu gerçeğin ortaya çıkma endişesi ile mi başlatıldı?
Bir soru daha: Kılıçdaroğlu’na görüntüler, Zaman’ı ziyaretinde Dumanlı tarafından mı verildi?
Enis Berberoğlu konuşmuyor ve kendini yakıyor.
Kılıçdaroğlu da konuşmuyor. Konuşursa şöyle diyebilir: “Bana görüntüleri maskeli adamlar verdi…”
Bu da nereden çıktı diyeceksiniz?
Çünkü Kılıçdaroğlu, Baykal’la ilgili kaseti Erdoğan’ın izlediğine dair görüntüleri de seyrettiğini söylemişti: “Getirdiler, önüme koydular, ben de izledim…”
Sıkıştırılınca da, “Görüntüleri getiren kişiler maskeliydi, kim olduklarını göremedim” demişti…