Kaç gündür bu iddiayı konuşuyoruz.
Kılıçdaroğlu mal bulmuş mağribi gibi bu iddianın üstüne atlıyor.
Hem konuyu saptırıyor, hem kahramanlık taslıyor.
Cumhurbaşkanı’nın sözlerini pişkince çarpıtıyor.
Konuyu asılsız bir mecraya taşıyor.
Kendisine MİT tırlarıyla ilgili sorulan sorulara cevap vereceğine "siyasi tasfiye!" gibi söylemlerin arkasına sığınarak iltisaklı olduğu bir ihanetin üstünü örtmeye çalışıyor.
"Kılıçdaroğlu tutuklanmamalı!" diyor birileri.
Birileri de "Kılıçdaroğlu tutuklanacak!" iddiasında bulunuyor.
Durduk yere Kılıçdaroğlu asılsız bir iddia üzerinden hem mağdur, hem kahraman pozisyonuna sokuluyor.
"Kılıçdaroğlu tutuklanacak!" iddiası, Kılıçdaroğlu'nun Pensilvanya ile iltisaklı gerçek yüzünü saklamak isteyenlerin bilerek gündeme taşıdıkları bir iddiadır.
Bir de utanmadan Erdoğan'ın bunu ima ettiğini, hatta daha ileri giderek yargıya bu yönde talimat verdiğini söylüyorlar.
Sahi ne demişti Erdoğan?
FETÖ imalatı olan MİT tırları operasyonuna dair yürütülen soruşturmada Kılıçdaroğlu'nun dahline dikkat çekmişti.
Kılıçdaroğlu'nun kendisi o kaseti izlediğini söylüyorsa elbette bu soruşturmanın bir ucu kendisine dokunur.
Bunu demenin "yargıya talimat" ve "siyasi tasfiye" ile ne alakası var?
Erdoğan/AK Parti karşısında şimdiye kadar siyasi varlık gösterememiş ve girdiği her seçimden yenilgiyle çıkmış Kılıçdaroğlu'nun "siyasi tasfiye"den bahsetmesi gülünç doğrusu.
Erdoğan'ın CHP'yi dizayn etmek istediği iddiası da akla ziyan bir iddiadır.
CHP'yi, Pensilvanya Kılıçdaroğlu üzerinden çoktan dizayn etti zaten.
***
Cevaplanması gereken o kadar çok soru var ki...
Can Dündar'a o FETÖ kasetini kim verdi?
Can Dündar CHP'li solcu bir milletvekilinin o kaseti kendisine verdiğini söylüyor.
Enis Berberoğlu değilse kim o CHP'li vekil peki?
Berberoğlu'nun başını yakan C. Dündar için niye Kılıçdaroğlu tek laf etmez acaba?
Sabah akşam Erdoğan'a hakaretler yağdıran Kılıçdaroğlu'nun bu bahiste Dündar'a en ufak bir eleştiri getirmemesi manidar değil mi?
Hem Berberoğlu'na sahip çıkıyor, hem Dündar'a laf kondurmuyor!
Cumhurbaşkanı’mızın açıklığa kavuşmasını istediği konular bunlar.
Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün gazetesi Zaman'a yaptığı ziyaretten sonra MİT tırlarına yönelik operasyonun görüntülerini izlediğini açıklaması sizce de manidar değil midir?
AK Parti sözcüsü Mahir Ünal'ın sorduğu sorular, Cumhurbaşkanı’mız Erdoğan'ın da dikkat çektiği soruşturmanın en önemli ucunu aydınlatmaya dönük sorulardır.
Ve bu soruların cevapları Kılıçdaroğlu'nda.
O yüzden soruşturmanın en kritik ucunda kendisi var.
***
Şimdi lafı oraya buraya çekmeye gerek yok Kemal bey!
Mertçe çıkıp cevap ver:
İzlediğini söylediğin o kaseti kimden aldın veya kim getirdi sana?
O kaseti kimlerle beraber izledin?
Can Dündar'a o kaseti vermesi için Berberoğlu'nu sen mi gönderdin?
Berberoğlu'nun vermediğine ve kendinin de bu olayda dahlinin olmadığını söylüyorsan, o zaman Dündar'a o kaseti hangi solcu vekilin verdi? Dündar'dan o vekilin adını sorma gereği duydun mu? Madem suçsuz yere Berberoğlu'nun yatmasına gönlün elvermiyor, o zaman biliyorsan o ismi sen yargıya bildir. Böylece bir masumu kurtarmış olursun. Sen yapmıyorsan, Dündar'a çağrıda bulun o açıklasın?
Kemal bey hadi o kasetle ilginin olmadığına, yani o kasetin senin talimatınla Cumhuriyet'te yayınlanmak üzere Dündar'a vekillerinden biri aracılığınla iletilmediğine inanalım bir an için.
O zaman şu soruların cevabını ver:
MİT tırlarına yönelik operasyonun bir FETÖ kumpası olduğuna inanıyor musun, inanmıyor musun?
MİT tırları üzerinden FETÖ'cülerin hep bir ağızdan "Erdoğan/AK Parti Hükümeti DEAŞ terör örgütüne silah yardımında bulunarak savaş suçu işliyor ve teröre destek oluyor. O yüzden Erdoğan uluslararası ceza mahkemesinde yargılanmalıdır!" propagandasına dört elle sarıldın ve hâlâ aynı argümanlar üzerinden siyaset yapıyorsun?
Bu sorulara çıkıp cevap vermezsen, ya FETÖ'nün siyasi tutsağısın ya da FETÖ'nün siyasi ayağı.
Cumhurbaşkanı’mız için "yargılanıp asılacaksın!" denildiğinde memnuniyet duyanlar şimdi kalkmış Kılıçdaroğlu üzerinden laf çakıyorlar...
Kılıçdaroğlu ve avanesi FETÖ'cülerin ağzıyla Cumhurbaşkanı’mızın uluslararası ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğini söylediğinde alkış tutanlar utanmazca "Kılıçdaroğlu tutuklanacak!" yalanı üzerinden algı operasyonu yürütüyorlar.
Erdoğan tutuklanıp idam edilse zil takıp oynayacakların bu bahiste konuşmaları ilkesizlik ve ahlaksızlık değil de nedir?