Şu kısa köşe yazarlığımda mâlûm şahıs hakkında ikâz mahiyetinde yazdığım makalelerin sayısını unuttum. Müslüman Anadolu halkını sürekli tehdit eden, ağzını her açışında kandan bahseden mâlûm şahsa dikkat çekmeye çalıştım.
Zâtıyla hiçbir kıymeti ve hükmü olmayan ama memur edildiği vazife sebebiyle her daim tecessüs edilmesi gereken bir öznedir mâlûm şahıs.
Mâlûm şahsın adını yazayım da havaya ıslık çalmış olmayayım. Cumhuriyet Halk Partisi’nin başına müstehcen kaset üzerinden ataması yapılan Kemal Kılıçdaroğlu…
Kılıçdaroğlu, Türkiye aleyhine yapılan her örgütlü saldırının siyasi ayağı. Türkiye’nin doğusunu emperyalistlere peşkeş çekmek için PKK’nın kazdığı hendekteki teröristlere “Arkadaşlar” diyen, Batıcı Gezi ayaklanmasında yer alan bâgîlerin alnından öpen, FETÖ’nün tertiplediği tır kumpasının çantacısı, 15 Temmuz Anadolu’yu işgal teşebbüsünün erketecisi, Ankara’dan İstanbul’a yürüyerek FETÖ’ye piyadelik yapan öznenin adıdır Kemal Kılıçdaroğlu!
Hususiyetle Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ağzına pelesenk ettiği “Kan dökülür” sözleri üzerine şunları yazmıştım: “Ne ilginçtir ki, ülke meydanlarında vatanın işgaline zemin hazırlayacak konuşmalar yapan, bile bile yalan söyleyen ve en mühimi devamlı “kan dökülecek” diye konuşan, milyonların oy verdiği bir partinin liderine devlet, bir telefonla dahi olsa hiç sordu mu: “Sayın Genel Müdür, ne biliyorsunuz da devamlı “kan dökülecek” diyorsunuz. Kulağınıza ne fısıldandı, hangi bilgilere sahipsiniz?” Sordunuz mu Sayın Başbakan, Sayın İçişleri Bakanı, Sayın MİT Müsteşarı, Sayın Emniyet Müdürü, Sayın Savcılar… Bir çay içme bahanesiyle de olsa Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüşüp bilgisinden faydalanmak ülkemizin ve yurttaşlarımızın âlîmenfatleri için yerinde olacaktır!..”
Kılıçdaroğlu hakkında mezkûr sözleriyle alâkalı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir soruşturma açtığını duydum ama sadece duydum; sonrası benim için de cemiyet için de meçhul!
PKK’ya lütfen ‘terörist’ diyen, terör örgütünün Irak ve Suriye’deki uzantılarına “Onları terör örgütü olarak görmüyorum” diyerek meşrulaştırmaya çalışan Kılıçdaroğlu uzun süredir şehid cenazelerinde protesto ediliyor. Yeri geliyor cenaze namazı sırasında yanındaki şehid eşi onu görünce safı terkediyor, yeri geliyor gittiği şehid evinde “Sizin ittifak yaptıklarınız yeğenimi şehid ettiler” diye acılı bir dayı sitem ediyor.
PKK ve onun siyasi uzantısı HDP ile olan ilişkileri sebebiyle şehid cenazelerinde tepki göreceğini bile bile cenazelere katılan Kılıçdaroğlu nihayet muradına erdi. Irak sınırında PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmada şehid düşen Yener Kırıkçı’nın Ankara Çubuk ilçesindeki cenaze törenine katılan Kılıçdaroğlu’na halk tepki gösterdi. Tepkilerin büyümesi ve Ankara’ya Belediye Başkanı yaptığı Mansur Yavaş’ın kendisini terk edip kaçması neticesinde Kılıçdaroğlu bir vatandaşın evine sığınmak zorunda kaldı. Cenaze töreninde bulunan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın teskin edici konuşması etkili oldu ve halk evlerine döndü.
İnfial sırasında Kılıçdaroğlu’na yumruk attığı iddiasıyla 80’e merdiven dayamış şehid yakını Osman Sarıgün ve sekiz vatandaş gözaltına alındı. Yazıyı yazdığım sırada sekiz vatandaş serbest bırakılırken Sarıgün’ü sorgusu hâlâ sürüyordu. Mevcut kanunlara ve hukuka göre Sarıgün’ün de ifadesi alınıp serbest bırakılması gerekiyor.
Kılıçdaroğlu’nun yıllardır “Kan dökülecek” tehditlerinin fiiliyata dönüşmesi, gerek Akar’ın gerekse halkın sağduyusuyla çok şükür akamete uğradı. Kılıçdaroğlu ne yapmak istediğini yıllardır açık açık söylüyor ama devletin duyu organları iltihaplı mıdır nedir duymuyor! İnşaallah bir an evvel devletin duyu organlarındaki problemler giderilir de Kılıçdaroğlu üzerinden oynatılmak istenen kanlı tiyatroya dur denilir.