Dün bir haber sitesinde Kılıçdaroğlu’nun IKBY’nin bağımsızlık referandumuna destek verdiğini içeren bir haber yayınlandı.
Türkiye’deki çeşitli kuruluşların oluşturduğu ‘Referanduma Destek Komitesi’nin, 12 Ağustos’ta makamında ziyaret ettiği CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun “Referandum haktır.” dediği, parti sözcülerinin de bunu yalanlamadığı haberi yapıldı..
Haberi yayınlayan site, Kılıçdaroğlu’nun "Ama bu karar alınmadan önce hem içteki taraflar hem de dıştaki tarafların katılımıyla bir konferansın gerçekleştirilmesini isterdik" dediğini de aktarmış.
Yani ‘taraflara danışsaydınız iyi olurdu ama danışmasanız da referandum sizin hakkınızdır’ mesajı verilmiş.
***
Ben ana muhalefet partisi genel başkanının böyle bir desteği vermiş olmasına inanmak istemem.
Lakin iç siyasetle devletin dış politikasını zaman zaman birbirine karıştırmak gibi hatalara düşmekten ve hatta terör örgütlerine destek anlamı çıkacak eylem ve söylemlere tevessül etmekten çekinmeyen Kılıçdaroğlu’nun bu desteği vermesine de şaşırmam!
Sadece eski Musul Konsolosu’nun genel başkan yardımcısı olduğu CHP’den böyle bir desteğin sadır olmasına şaşırırım.
***
Eğer doğruysa bu bir skandaldır.
Skandaldır çünkü IKBY 25 Eylül'de yapacağı bağımsızlık referandumunu sadece kendi sınırları içinde yapmayacağını duyurdu. Irak anayasasının kendisine tanıdığı sınırların dışına çıkarak anayasada açıkça ihtilaflı bölge olarak zikredilen Kerkük’ün de referanduma dahil edildiğini açıkladı.
Kerkük Şehir Konseyi, Türkmen ve Arap üyelerinin boykot ettiği toplantıda, Kürt üyelerin oylarıyla referanduma katılma kararı alındı.
***
Sadece İsrail’in desteklediği referandum kararına CHP’nin destek vermesi skandalın ötesinde bir durumdur.
Çünkü hem IKBY’nin bağımsızlık referandumu hem de Kerkük’ün dâhil edilmesi bölgenin tâbi olduğu anayasaya aykırıdır en azından tartışılan bir husustur.
Anayasanın 140. maddesiKerkük ve benzeri tartışmalı şehirlerin en geç 2007 yılına kadar kendi geleceklerini belirleyen bir referandum yapmasını öngörüyordu.
Bu referandum yapılmadı.
Irak yönetimi bu referandumu yapmayarak kusurludur ama bu kusur Kerkük’ün kuzeye bağlanmasını gerektirmez.
Önce Kerkük halkı kendi geleceğiyle ilgili kararını vermelidir.
Bu karar verilmeden 25 Eylül referandumuna katılması çok açık bir şekilde anayasaya aykırıdır.
Bu birinci nokta.
***
İkinci nokta ise -Türkiye, Irak, İran ve Suriye yönetimlerinin tepkisi bir yana- bizzat referandumun meşruiyetiyle ilgilidir.
Irak federal bir devlettirve anayasasının 143. maddesi Irak şehirlerine iklim yani ‘bölgesel yönetim’ olma hakkı tanıyor. Ama Irak’tan ayrılmak gibi bir hakkı zikretmiyor.
Dolayısıyla Barzani referandum yaparken tabi olduğu kendi anayasasını iki kez (140 ve 143. maddeleri) çiğnemiş oluyor.
Kısaca referandumun meşruiyeti sorunludur.
Meşruiyet sorununa, Türkiye ve diğer ülkelerin itirazına rağmen, Erbil referandumda ısrar ediyor ve CHP de burada Erbil’in yanında yer alıyorsa bu durum gerçekten bir skandaldır!
CHP bu duruma bir açıklık getirmelidir!