Bir süredir kendi şirketinde uzun yıllardan bu yana sigortalı olan okurlarımızdan emeklilik başvurusu yapınca yaşadıkları mağduriyetleri anlatan mailler alıyoruz. Biz de bu köşede iki ay önce “Şirket ortakları SSK’lı olabilir mi?” diyerek konuyu gündeme taşımıştık.
SGK Başkanlığı’nın 2019/09 sayılı genelgenin revize edilerek 1.10.2008 öncesi kendi şirketlerinde başlayan ve kesintisiz şekilde devam eden 4/ (a) (SSK) sigortalılıklarını iptal ederek 4/b (Bağ-Kur) sigortalısı olarak tescil etmesi nedeniyle onbinlerce kişi mağdur olmuştur.
Hem emeklilik şartlarının daha kolay olması ve hem de emeklilik kazanımlarının fazla olması nedeniyle bir çok kişi 4/b (Bağ-Kur) sigortalısı olmak istememekte ve bunun yerine 4/a (SSK) sigortalılığına geçmeye çalışmaktadır. Hatta şirket ortakları bile kendilerini kendi şirketlerinden sigortalı yapmaya çalışmaktadır.
Esasen bir kimsenin 1 Ekim 2008 tarihinden sonra kendi şirketinde SSK sigortalısı olmasının artık mümkün olmadığını belirtmeliyiz. 5510 sayılı Kanuna göre 4/b kapsamında sigortalı olması gerekenler kendilerine ait veya ortak oldukları iş yerlerinden 4/a kapsamında sigortalı bildirilemezler. 1 Ekim 2008 tarihinden sonra 4/a kapsamında SSK sigortalısı olarak çalıştıkları iş yerlerine limitet şirketse ortak, eğer anonim şirketse yönetim kurulu üyesi ortak olanların 4/a kapsamındaki sigortalılıkları bu tarihten bir gün önce sona erer.
1 Ekim 2008 öncesine ayrıcalık var
Her ne kadar 1 Ekim 2008 tarihinden sonra Bağ-Kur kapsamında sigortalı olması gereken kişiler, kendilerine ait işyerlerinden 4/a yani SSK sigortalısı olamayacaklar ise de, 1 Ekim 2008 tarihinden önceki sigortalılar için kazanılmış haklar sosyal güvenlik reformu ile korunmuştur. Buna göre;
- 1 Ekim 2008 tarihinden önce sigortalılığın başlaması,
- Bu sigortalılığın, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra da kesintisiz şekilde, gün boşluğu olmadan devam etmesi,
- İşyerinde kendisinden başka Kanun md. 4/1/a bendi (hizmet akdiyle çalışan işçiler) kapsamında çalışan en az bir kişinin daha olması,
Şartları aranmaktadır.
SGK’nın 2013/11 sayılı Sigortalılık İşlemleri Birleşik Genelgesinde de; “01.10.2008 tarihinden önce kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinde ortaklıklarının başladığı tarihte veya öncesinde, Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendi kapsamında sigortalı olanlardan, 01.10.2008 tarihinden sonra da bu çalışmaları devam edenlerin, bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendine tabi prim ödemesi olanların sigortalılıkları kesintiye uğrayıncaya kadar devam ettirilir.” denilmek suretiyle kazanılmış hakların korunması kabul edilmiştir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, 1 Ekim 2008 tarihine kadar 4/b kapsamında kayıt ve tescil yaptırması gerektiği halde kayıt ve tescilini yaptırmayan şirket ortağının geriye dönük tescilinin yapılması yasal olarak mümkün olmadığı gibi, 1 Ekim 2008 tarihinden önce ortağı olduğu şirketten 4/a kapsamında sigortalı bildirilmeye başlamışsa kesinti oluşmadığı sürece ortağı olduğu şirketten yapılan 4/a kapsamındaki sigortalılığın geçerli olacağıdır.
Yine, 30 Nisan 2008 tarihi itibariyle 5 yılı aşan borç nedeniyle 4/b kapsamındaki sigortalılığın primi ödenmiş son ayı karşılayan dönem itibariyle durdurulmuş olduğundan hiç prim ödemesi olmayan bir kişiyi zorla Bağ-Kur sigortalısı yapmak hakkaniyete aykırıdır.
2008 öncesinde SSK ve Bağ-Kur’un farklı mevzuatara tabi olduğu ve hizmet çakışmaları başta olmak üzere yaşanan sorunların genelge, genel yazı ve protokollerle çözüldüğü göz önünde bulundurulmalıdır. Bugün çıkartılan bir genelge ile 20-25 yıl öncesinin şartlarını ve mevzuatını dikkate almadan sigortalılıkları iptal etmek son derece yanlıştır.
Bu konuyla ilgili yargıya başvuracak mağdurların sorunlarını yargının çözeceğini ve on yıllarca sigortalısından prim toplayan bir kurumun tam emeklilik başvurusu yapılırken emeklilik talebini reddetmesi kamu ciddiyetiyle bağdaşmayacağı gibi iyi niyete de uymaz.
Çalışanların en büyük hayali bir gün emekli olabilmektir. SGK’dan hepimizin beklentisi hayatı zorlaştırmak yerine kolaylaştırmasıdır.