Beşiktaş, bırakın galip gelmeyi; 3 hazırlık karşılaşmasında henüz gol bile atamadı. Fenerbahçe iki maçta 11 gol yedi, Kayserispor tek maçta kalesinde tam 9 gol gördü. Hakem bile daha fazla dayanamayıp, mücadeleyi 60. dakikada bitirdi... G.Saray da, Bordeaux’yu yenmesine rağmen, hazırlık dönemini pek parlak geçirmedi.
Anlayacağınız, ligin başlamasına çok az kala; futbolumuz iyi işaretler vermiyor. Digitürk, kulüplerin beklediği zamla değil, tam aksine yüzde 10’luk bir iskontoyla anlaşmaya yanaştı.
Kulüpler; bugüne kadar hiç olmayan şekilde (Her ne hikmetse), bedel ödemeksizin futbolcu kiralama furyasına başladı. İşin içinde çapanoğlu var... Şimdilik sıyırıyorlar ama, bu abidik-gubidik alışverişin başımıza yeni dertler açması yakındır.
Galatasaray yönetimi idari açıdan ibra edilmedi, yenilenecek seçimde mevcut yönetimin aday olması söz konusu değildi ama; ona da hukuki bir kılıf bulundu.
***
Sahadaki sonuçlar iç açıcı değil... Masadaki işler Arap saçı... Lig fikstürümüz; kurayla belirleniyormuş gibi görünüyor ama; derbi maçları için özel ayarlamalar yapılıyor. Yani kurayla değil, alenen tercihle... Yoksa 6’ıncı, 9’uncu ya da 16’ıncı haftalara hep derbi maçı denk gelmesini, tesadüf mü sanıyordunuz?
Beşiktaş son derbi maçlarını, uzun zamandır niye hep deplasmanda oynamak zorunda kalıyor? Bunun cevabı meçhul!
Futbolla ilgili her işimizde, her adımında ve her kararında; kafa karışıtırıcı konuların bulunması; sistemin işleyişine manipülasyon riskleri yüklüyor. Düzgün giden bir işimiz yok.
***
Yeni sezonun başlamasına artık günler kala; Türk futbolunun kalitesine/geleceğine/dürüstlüğüne olan inancım yerlerde sürünüyor. Geleceğe yönelik umut ışıklarım, bir kibrit alevi kadar bile ortalığa aydınlık vermiyor.
Ne yapacağız?... Makus talihimiz, bir tadımlık lezzet için; gene bir çuval keçi boynuzu yemek mecburiyeti üzerine mi kurulu?