Bir kaç gündür doların fırlaması veya fırlatılması ve buna paralel olarak, Trump’ın müdahil olduğu bir saldırı ile karşı karşıyayız.
Nedenlere baktığımızda, sayarak bitiremediğimiz nedenler serisi ile burun burunayız!
Uzun zamandır yeni dünya düzeninden bahsediyoruz, dünya olarak. Ve buradaki kırılmanın, Türkiye’nin yeni dünyadaki pozisyonu olduğu giderek daha net gözüküyor. ABD kendi geleceğini düşünmek zorunda tabii ki! İçinde bulunduğumuz yeni yüzyıl, Amerikan hayalinin suya düşeceği yüzyıl olarak okunmakta ve yorumlanmakta. Konjonktürel olarak dünya seyrini değiştiriyor. Ve bu değişim, Amerika’nın hoşuna gitmiyor. Dünya genelinde ve Orta Doğu özelinden baktığımızda, Amerika’nın tüm kurgusu giderek elinden kayma yolunda!
AB ile ABD arasındaki hafif silkelenme de, ilerideki depremin habercisi gibi duruyor.
Türkiye, son 15 senedir başka bir Türkiye’dir. Evet, net şudur ki; Osmanlı’nın cihana hükmettiği döneme benzemese de, ona doğru evirilen yeni Türkiye inşası söz konusudur.
Düşünebiliyor musunuz, bırakın devleti yönetenleri, ülkelerde muhalif parti yöneticilerinin bile İsrail’e sesi çıkması mümkün değil iken, Başkan Erdoğan tamamen dünyanın ezberini bozan pozisyon aldı. Ha mesele İsrail’e gösterilen yer meselesi değil, mesele bunu idrak eden yeni Türkiye ve liderinin meydana çıkması meselesidir.
Bunun nasıl bir domino etkisini oluşturduğunu hep beraber görmedik mi?
Mesele şu ki; neredeyse 150 senedir, bizim doğal coğrafyamızla aramıza mesafe konuldu. Dünyanın derdinin, İslam’a yönelik planlı adımlar olduğuna, günümüz olayları ile şahitlik ediyoruz zaten! Türkiye o kadar güçlendi ki, bu engellere ve baskılara rağmen, öyle bir yol kat etti ki, şu anda Türkiye’ye yönelik hamlelerin etkisi, baskıyı kurgulayanlara dönmeye başladı. Hatta dahası var bu giderek fazlalaşacak. Başkan Erdoğan’ın Amerikan toplumuna mesaj içerikli yazısı, zekice hamle olmakla birlikte Türkiye’nin ve liderinin, sözünün ve pozisyonunun nasıl bir küresel etki oluşturacağının da işareti olacak. Bakın dünyadaki değişimler güç merkezlerinin şeklinin, üslubunun ve yerinin değişmesi, sancısız hatta savaşsız olmamıştır. Şimdi de içinde bulunduğumuz dönem savaş dönemidir. Sadece alışılmış orduların devreye girdiği, komutanların ön cephede olduğu savaş motifi artık değişti. Dünyanın ve tarihin seyri gibi! Yeni dönem savaşları, farklı enstrümanlar ve farklı kökenli oluyor. Vekâlet savaşları da, yeni dönem savaşlarının ilk merhalesi olarak yorumlanmakta!
Dolayısı ile ticaret savaşları, yeni nesil savaş modellerinin en sarsıcı silahlarındandır. İşte tam da bu noktada aynen geleneksel savaşlarda olduğu gibi her türlü senaryolara hazırlık şarttır. Nitekim ki Başkan Erdoğan’ın Amerikalılara mesaj içeren makalesi, bu yeni dönem diline ve yöntemlerine cevap verir niteliktedir. Şimdi öyle bir gücüz ki; Türkiye’nin liderinden makale, toplumlarda tartışma şeklini bile belirleyecek nitelikte. Evet, konjonktürel olarak dünyanın yeni sistemi ve ekonomik güç merkezi değişmeye mahkûm.
Türkiye’nin bu değişime hazırlığı ise Erdoğan’la birlikte, Türkiye’nin içindeki değişimle başladı. Türkiye önce içindeki sorunları madde madde çözdü ve halen de çözmekte. İşte bu değişimle birlikte model oldu. Ve işte halkı ile aynı dili konuşan halkına sırtını dayayan Müslüman bir lider var meydanda, Erdoğan.
Neden mi kızıyorlar?
Nasıl kızmasınlar, on yıllardır halkından kopuk, kendilerine çalışan yöneticiler ile demokrasiden özgürlüklerden uzak, açlık ve sefalet kokan toplum oluşturan ülke başkanları ile işi götürdüler. Geri kalmış ekonomisi, kültürü, tarihi, edebiyatı ve teknolojisi yeni dünya sistemine uymayan orta çağ beyni ile yöneten isimleri barındırdılar. Halen üslupları budur! Şimdi karşılarına, özgürlükleri ve değişimi yapan necip bir millet çıktı. Başkan Erdoğan liderliğinde; özüne güveni ile tekrar milli kodlarına, geleneğine ve duruşuna geri döndü. İşte bunu sağlayan Türkiye oldu, Türk Milleti oldu ve Erdoğan oldu. Evet, tam da bu içerikle, yeni dünyaya hazır konumda duran Türkiye kazanacaktır. Ve sadece kendisi değil. Onunla bir olmayı şeref bilen tüm toplumlar kazanacak.