2 Mart'tan bu yana muhalefet cenahındaki gelişmeleri takip ettik. Baş döndürücü bir trafik yaşandı.
Ve gördük ki, altılı masanın Türkiye diye bir derdi yokmuş.
Varsa yoksa makam mevki telaşı varmış.
Mesela:
Cuma günü kazanamayacak aday olan CHP lideri, ne değişti de Pazartesi günü kazanacak aday vasfını kazandı?
Cuma günü şahsi hırslar masası olarak tarif edilen masa, ne oldu da şahsi hırslardan arındı?
Cuma günü kişisel ajandalar kuyruklu yalanlar masası, Pazartesi günü nasıl oldu da ajandalardan ve yalanlardan arındı?
Cuma günü küçük evlatlar diyerek aşağılanan liderler, ne oldu da Pazartesi günü büyüdüler?
Cuma günü millet iradesini yansıtma kabiliyetini kaybetmiş olan masa, Pazartesi günü kabiliyetini nasıl geri kazandı?
Cuma bir ortak akıl platformu olmaktan çıkan masa, nasıl oldu da Pazartesi günü tekrar ortak akıl platformuna dönüştü?
Cuma günü Noter masası, Kumar masası olan masa, ne oldu da noter masası veya kumar masası olmaktan çıktı?
Olan şu ki, İP Genel Başkanı onca aşağılamadan sonra eski ortaklarının arasına döndü!
Demek ki millet iradesi, İP Genel Başkanıymış!
Demek ki ortak aklı sadece İP Genel Başkanı temsil ediyormuş?
Demek ki İP Genel Başkanının oturmadığı masa kumar/noter masasıymış, o oturunca kumar masası olmaktan çıkıyormuş!?
Demek ki İP Genel Başkanı oturunca masa kişisel ajandalardan hırslardan ve kuyruklu yalanlardan arınıyormuş!
Ayrıca, iki gün önce kazanamayacağı söylenen CHP Genel Başkanı, belediyelerinde bir varlık gösterememiş iki başkanı yardımcı yapınca birden kazanacak aday vasfı kazanmış?
Madem iki başkan yardımcısı formülü sorunu çözüyordu peki neden krizden önce bu formül masaya yatırılmamış?
Ayrıca o iki başkan İP Genel Başkanının çağrısı karşısında, CHP genel Başkanının yanında durmayı tercih ettiler. Cumhurbaşkanı yardımcısı olduklarında İP Genel Başkanı'nın yanında mı yer alacaklar? (Son anda iki başkanın üzerinin çizildiğini gördük!) İP Genel Başkanının burada kazancı nedir?
Sonra İP Genel başkanının başbakanlık iddiası ne oldu?
Yoksa geçen iki gün içinde ulusal/uluslararası çevreler devreye girdi de muhalefeti düştüğü bu çukurdan çekip çıkardı?
Kimler kimlerle konuştu?
Pe ki ya milletvekili listeleri düzenlenirken benzer krizin çıkmayacağının bir garantisi var mı?
Cuma günü açılan Halil İbrahim sofrası, Pazartesi günü neden kapatıldı?!
Cevap bekleyen çok soru var.
Ama ben cevap beklemiyorum.
Bu masanın bir proje olduğunu, İP Genel Başkanının süreci kötü yönetmesi sonucu ortaya çıkan krizi çözmek için projeyi koyanların devreye girdiğini düşünüyorum.
Ama tekrar ediyorum, İP Genel Başkanı, bu masanın bu ülkeyi yönetemeyeceğini, bu masanın ortak akıl ile hareket edemeyeceğini ve önerdikleri parlamenter sistemin de bu ülkeye kaostan başka bir getirisinin olmayacağını göstererek önemli bir hizmet yapmıştır!
Daha aday belirlemede böyle bir kriz yaşayan masa, ezkaza seçimi kazansa ülkeyi en az 20 yıl geriye götürecek ve attıkları her adımda bir kriz çıkaracaklar demektir!
Bu ülke bunları kesinlikle hak etmiyor!
Evet, bu kriz altılı masada kalıcı bir hasar bırakmıştır.
Evet, millet kavgalı eve kız vermez!
Ancak rakibi küçümsememek lazımdır. Muhalefetin güçlendirilmiş(!) propaganda yöntemleriyle seçim kazanma hedefli çalışmalarının karşısına Cumhur İttifakı daha güçlü çıkarak, ülkeyi bu kaos heyetinden korumalıdır.
Evet, tam bir beka meselesiyle karşı karşıyayız.
Başkan Erdoğan'dan rahatsız olan küresel güçler de altılı masaya tahminlerin ötesinde destek vermeyi sürdürüyor!
Çünkü Başkan Erdoğan'ın yönettiği Türkiye, tam bağımsız güçlü Türkiye'dir.
Altılı masanın hedefinde ise batıya teslim olmuş bir Türkiye vardır!
Kararı elbette ki seçmen verecektir!
Hayırlısı!