Evlilik terapileri sırasında sık karşılaştığım durumlardan biri de eşlerin kavga ve öfke anında birbirine söylediği anlam açısından ağır, içerik olarak kırıcı sözlerin kişinin esas fikri gibi ele alınması meselesi. Eşler kavga anında söylenen bu sözleri eşlerinin kendileri ile ilgili esas görüşü olarak ele alıyorlar. Bu durum da tekrarlayıcı yeni kavgalara neden oluyor. O zaman şu soru cevaplanmayı hak ediyor: Kavga anında söylenen sözler gerçek düşüncelerimiz midir?
Öfke sözleri için iki farklı bakış
Aslında bu tartışmanın psikoloji literatüründe iki taraflı desteği de var. Örneğin psikanalizin kurucusu Sigmund Freud’un gözüyle bakarsak “dil sürçmeleri” kişinin zihin dünyasının derinliklerindeki görüşlerini gösterir. Bu bakış açısı ile bakarsak kavga ve öfke anında söylenen sözler kişinin zihinsel derinliklerindeki gizli düşüncelerini gösterir.
Diğer taraftan öfke sırasında ve kavga malzemesi için söylediğimiz sözlerin esas görüşümüz olmadığı, esas görüşlerin sakin zamanımızda bilinçli olarak söylediğimiz sözlerin gerçek görüşlerimiz olduğu söylenebilir. Çünkü kavga anındaki öfke, üzüntü, incitme arzusu gibi güçlü duygular düşünme sürecini olumsuz etkileyerek kişinin söylemini etkiler hatta sonradan pişman olacağı eylemler yapmasına sebep olabilir. Kavga anında çoğu zaman karşı tarafı incitecek söz söyleme arzusu gerçekliğin önüne geçer. Örneğin küfürlü sözlerin çoğu içerdiği anlama inanmaktan çok incitmek için söylenir.
Pişmanlık duygusu
Pişman olma duygusu kişinin öfke sırasında yapıp ettiklerinden daha sonra hemfikir olmayıp, yapıp ettiklerini onaylamamasını gösteren güçlü bir duygusal düşünmedir. Pişman olma kavga anında söylenen söz ve yapılan davranışların sakin zamanda onaylanmamasının göstergesi olduğuna göre, kavga anında söz ve davranışlarımızın esas görüşümüz olmadığının göstergesidir.
Bazı anneler çocuklarına kızdığı zaman “Allah canımı alsın da kurtulayım!” der. Bu annenin gerçekten de ölmek istediği anlamına gelmez. Bazı eşler kavga anında boşanmak istediklerini söylerler ama kavga sonrasında aynı niyeti çoğu zaman taşıyıp devam etmezler. Bazen küçük çocuklar bile kızdıklarında annelerine “Seni sevmiyorum” der, beş dakika sonra eteğine sarılıp sevgi gösterilerinde bulunabilir.
Esas olan sakin zamandaki söz ve düşüncelerimizdir
Eğer eşler kavga arasında birbirlerine söyledikleri sözleri esas alır, bunu zihinlerinde tutar ve sonrasında “Bana bunları söyledin, benim hakkımda böyle düşünüyorsun” şeklinde tekrar tekrar gündeme getirirlerse evlilik ilişkisi bozulur. Çünkü evlilik ilişkisinde eşlerin birbirini nasıl algıladığı meselesi temel meselelerden biridir.
Benim görüşüm eşlerin kavga sırasında, yoğun duygular altında söyledikleri sözlerin esas alınmaması yönünde. Eşi incitecek sözleri söylemekten kaçınmaya çalışmak esastır. Ama insan gerçeği dikkate alındığında bu durum birçok eşin başına gelecektir. Bu durumda eşimizin normal zamanlardaki görüş ve bakış açısını esas almak daha doğru ve yararlıdır.