Başkan Erdoğan “Kamuda tasarrufa gidilecek” dedi. Bu karar acilen uygulanmalıdır.
Dövizdeki tırmanışın yol açtığı ekonomik kriz vatandaşın da gündelik hayatına yansımaya başladı. Vatandaşın cebindeki paranın değer kaybı can yakıyor. Kamudaki şatafat ve israf haliyle vatandaşın tepkisini çekiyor. O yüzden Başkan Erdoğan’ın ilan ettiği bu kararın hem tasarrufu sağlama hem de vatandaş tepkisini azaltma bakımından hayati öneme sahip olduğu ortadadır.
Herkesin altında lüks makam araçları... O makam araçlarının şoförleri... O makam araçlarının vazife dışında kullanılmasıyla oluşan ciddi harcamalar... Su gibi akıtılan yakıt...
Önemli mevkilerdeki yöneticilere tahsis edilen koruma araçları... Bazen bir kişiye tahsis edilen koruma araçları sahiden israfın ötesinde haklı olarak vatandaşın tepkisini arttırıyor.
Eski bakan ve başbakan yardımcılarına şayet güvenlik sorunu yoksa niye şoförlü lüks araçların tahsis edildiğini anlayan varsa beri gelsin. Herkes görevi bittikten sonra kendi şahsi aracına binmeli. Kimsenin bir ömür boyu milletin sırtından geçinmeye hakkı olmamalı.
Geçen yazılarından birinde değerli kardeşim Resul Tosun’un dikkat çektiği bir husus bence de çok önemlidir. Trafik kesiliyor. Onlarca koruma aracı eşliğinde birisi geçiyor. Cumhurbaşkanı için değil başka kırmızı plakalı biri için kesilen trafik görüntüsü Resul kardeşimizin dahi tepkisini çekiyorsa gerisini varın siz düşünün.
Koltuğa oturan her yönetici makam odasını ve içindeki eşyayı beğenmiyor. Kendisine daha lüks araç tahsisi yoluna gidiyor.
Fedakarlık sadece vatandaştan beklenmemelidir. Fedakarlığı yöneticiler yaparak örnek oluştururlarsa milletin hem takdirini toplarlar hem de direncini güçlendirirler.
Zeytinburnu Belediye Başkanımızın makam aracı olarak bisikleti tercih etmesi bu açıdan bakıldığında örnek alınması gereken bir tavırdır.
Pek tabii güvenlik sorunu önemlidir. Terör örgütlerinin doğrudan hedefinde olan kişilerin korunması elbette söylediğim konunun dışındadır. Lakin bu konunun da abartıdan ve şatafattan uzak bir biçimde yeniden gözden geçirilmesinde yarar olduğuna inanıyorum. Yıllardan beridir terör örgütlerinin tehditleri dolayısıyla korunan biri olarak söylüyorum bunu.
Kamuda tasarruf her alanda ve her kalemde vakit geçirilmeden uygulanmalıdır ki vatandaştaki güven duygusu zedelenmesin. Aksi takdirde ekonomik kriz beraberinde ciddi bir güven bunalımını getirebilir. Bunun yol açacağı siyasi krizin üzerinde kimin sörf yapmak için tetikte beklediğini hatırlatmama gerek yok sanırım.
TBMM örnek olmalı
Üç dönem Meclis’te bulundum. Meclis’teki israf had safhada. Kimse gücenmesin, şayet TBMM Başkan Erdoğan’ın açıkladığı karar doğrultusunda yeni bir düzenlemeye kendini tabi tutmazsa güven kaybına uğrar. Bu çerçevede yapılması gerekenleri eski bir Meclis üyesi olarak sıralıyorum...
1- Meclis Başkanı’nın koruma araçları sınırlandırılmalıdır.
2- Meclis Başkanvekillerinin, parti grup başkanvekillerinin, Meclis idare amirlerinin, komisyon başkanlarının ve katip üyelerin kendilerine tahsis edilen araçları Ankara’da Meclis görevleriyle sınırlı olmalıdır. Ne yazık ki bu araçlar Ankara dışına adı geçen siyasi zevatın seçim bölgelerine götürülmekte ve orada şahsi ve siyasi faaliyetler için kullanılmaktadır.
3- Meclis’te görevlerini zikrettiğim zevat sınırsız telefon harcama hakkına sahip. Geçen dönemde tartışmaya yol açan milyonluk fatura uygulaması yıllardan beri devam ediyor. Bu israf ötesi uygulamaya son verilmelidir.
Sözün özü: Başkan Erdoğan’ın kararı kamunun her alanında radikal bir biçimde uygulanmalı. Buna TBMM ve yerel yönetimler de dahil edilmeli. İnanın bizim inancımıza ait kanaatkârlık ve tevazu anlayışını yeni bir yönetim modeline dönüştürebilirsek hiçbir güç bizi yıkamaz.