Kamuoyu araştırmalarında “AK Partili kararsızlar”dan bahsediliyor.
Bunlar genellikle, “Erdoğan için tamam da, ya ondan sonra bu yetkiler ehil olmayan birinin eline geçerse?” endişelerini(!) dile getiriyorlarmış!..
Bu FETÖ patentli CHP takiyesinin, AK Parti’de karşılık bulacağı hiç aklıma gelmezdi doğrusu.
Böyle ucuz bir kumpastan etkilenmek hem demokrasiye, hem Türk milletine, hem de “doğal liderimiz” dedikleri Erdoğan’a inanmamak anlamına gelir.
Demokrasi yolundaki en kritik viraj öncesinde ortaya çıkan bu motivasyon problemi, sıradan bir fikir ayrılığı veya ifade özgürlüğü meselesi değildir.
16 Nisan muhafazakârların, AK Parti yönetiminin ve Erdoğan’ın yanlışlarını sorgulayacağı herhangi bir seçim de değildir.
Çünkü bu referandumdaki firenin sonucu AK Parti’yi değil, doğrudan milleti etkileyecektir.
Özellikle AK Partililerin, onları 15 yıldır iktidara taşıyan milleti, kendi iktidar ve istiklal mücadelesinde yalnız bırakması büyük bir vefasızlık olur.
Bir de buradan bakın
Bu referandum, en sinsi vesayet örgütü olan FETÖ ile mücadeledeki en kritik aşamadır.
Zira bu mücadelenin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesi ve ısrarıyla yürüdüğünü herkes biliyor.
Öte yandan, “16 Nisan’da hangi sonuç çıkarsa çıksın her şey aynen devam edecek” sözü büyük bir yalandır.
“Evet” çıkarsa her şey aynen devam edebilir ama “Hayır” çıkması durumunda, 17 Nisan’dan itibaren hiçbir şey aynen devam etmeyecektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha 2.5 yıl önce, yüzde 52 oyla seçildiğini filan hatırlamayacaklar, “Çok önemsediğiniz halk size güvensizlik oyu verdi, derhal gitmelisiniz” diyeceklerdir.
Bu ortamın ilk etkileneceği süreç ise terör örgütleriyle, özellikle de FETÖ ile mücadeledir.
Yargıda, bürokraside, medyada, iş dünyasında ve siyasette; gizlenmiş olan FETÖ unsurları gerçek yüzünü ortaya çıkaracaktır.
“15 Temmuz bir tiyatroydu”söylemi hızla yayılacak, algı operasyonları artacaktır.
“Evet” sonucu ise FETÖ’nün bütün umutlarının bittiği andır.
Bu yüzdendir ki, 16 Nisan FETÖ için, “Mezardakileri bile getirdikleri (!)” 2010 referandumundan da, 30 Mart, 10 Ağustos, 7 Haziran ve 1 Kasım’dan da önemlidir.
FETÖ sufle veriyor, CHP seslendiriyor
Onun için FETÖ bu referandum için her şeyini ortaya koymuştur.
Bu sefer ev ev dolaşamasalar da “Şer Cephesi”nin başarılı olması için çok derin bir çaba sarf ediyorlar.
Bugün Star’ın manşetinde yer alan “CHP’nin referandum takiyeleri”, tıpkı montaj kaset şovları gibi FETÖ kokmaktadır.
Daha da beteri, batı himayesindeki FETÖ kalıntıları, 15 Temmuz öncesinde PKK, DEAŞ ve Türkiye için bunlardan farklı düşünmeyen istihbarat örgütleriyle her türlü işbirliğini yapmaktan geri durmayacaktır.
Bu fitne fırtınası, sağlam durmayanları farklı yerlere savurmaktadır.
Herkes, basit mantık oyunlarına kapılarak çıktığı itiraz yolculuğunun sonunda, kimlerin ve hangi örgütlerin yanına savrulduğuna dikkat etmelidir.
İşte böyle bir referandumda özellikle AK Parti içinde “armudun sapı, üzümün çöpü” misali basit gerekçelere dayanan kafa karışıklıklarının “Hayır” oyuna dönüşmesi, bu hain değirmene su taşımaktır.
Ayrıca hangi gerekçe ile olursa olsun, AK Parti’deki fire, içerideki FETÖ kriptolarının fitnesi olarak değerlendirilecektir.
Meselenin ciddiyetini hâlâ anlayamayanlar varsa, daha bir yıl öncesine kadar başkanlık sisteminin en ateşli düşmanı olan MHP lideri Bahçeli’nin, dünkü Grup konuşmasında geçen, “Niye evet diyormuşuz? Ne yapacağız, FETÖ'nün yanında mı duracağız?” cümlesini bir kere daha düşünsün yeter.
Devletin bekası ile ilgili endişe dışında hiçbir şey, Sayın Bahçeli’nin bu tutumunu değiştiremezdi.
Bırakın yeniden hortlamak için fırsat kollayan onlarca vesayeti, sadece 15 Temmuz bile hiç düşünmeden “Evet” demek için yeterlidir.