Evlilik ile iş hayatı arasında dengeli bir yol bulunmadığında, eşlerin ve küçük çocukların şikâyet etmesi neredeyse kaçınılmaz. Çünkü aile ve eş ilişkisi; birlikte zaman geçirmeyi, ilgi göstermeyi, duygusal paylaşımı ve birlikte aktivite yapmayı gerekli kılıyor. Bunlar gerçekleşmediğinde ailede stres ve hasar oluşması işten bile değil. Bugün size kadınların gözüyle, onlardan en sık duyduğum sözleri aktaracağım.
İşe aşırı vakit harcıyor, bize vakit kalmıyor
En fazla şikâyet eşin işte aşırı vakit harcadığı üzerinden oluyor: “Eşim tam bir işkolik. İşi onun her şeyi. Sanki bizimle geçirdiği vakti işinden kayıp olarak görüyor.”
Evde de iş için çalışıyor
Sık şikayetlerden biri deeşin evde de işine devam etmesi hakkında: “Eşim eve işini getiriyor. İş telefonları susmak bilmiyor. Sürekli kafası meşgul. Odaya çekilip işiyle uğraşmak istiyor.”
Eve geç geliyor
Diğer bir şikâyet ise eşin işten dolayı eve geç gelmesi üzerinden yaşanıyor: “Eşim eve gece geç saatlerde geliyor. Geç geldiği içinde evde bir akşam yemeği düzeni olmuyor. Çocuklar genellikle babasız yemek yiyorlar. Okullarından dolayı da erken yatmaları gerekiyor. Çoğu akşam babalarını görmemiş oluyorlar.”
Sürekli seyahat halinde yüzünü göremiyorum
Eşlerin sorun yaşadığı durumlardan biri de bir eşin veya ikisinin iş seyahati üzerinden oluyor: “Eşim işi gereği aşırı seyahat ediyor. Biliyorum bu seyahatlerden o da yorulmuş durumda. Ama ayın 10 günü dışarılarda. Çocuklar babam/annem yine mi gitti diyorlar.”
İş arkadaşları ile mesafeyi aşıyor
Eşlerin diğer bir şikâyeti de eşlerinin iş arkadaşlarıyla mesafeleri konusunda yaşanıyor. Bu durum bazen rahatsızlık, bazen şüphe, bazen kıskançlık bazen de gerçek bir duruma tepki oluyor. “Eşim iş arkadaşları ile gereğinden fazla yakın. İş arkadaşı mı, flört mü ediyor belirli değil. Çekilen fotoğraflardaki yakınlık zoruma gidiyor.”
Yalnızca iş arkadaşlarıyla sosyalleşmek istiyor
Diğer sık yakınmalardan biri de eşin sosyal çevresini de iş arkadaşlarından ibaret kılıp, boş zamanları da onlarla geçirmesi konusunda oluyor. “Eşim tüm hayatını iş çevresi üzerine kurmuş durumda. Neredeyse ortak arkadaşımız yok. Benim tarafımı ve akrabalarımızı da unutmuş durumda. Varsa yoksa iş arkadaşları. Boş zamanlarını da bizimle değil onlarla geçirmek istiyor.”
Eve işin stresini getiriyor
Diğer bir eş şikâyeti de eşin iş yerindeki stresi eve taşıması üzerinden yaşanıyor: “Eşim biraz stresli biri. İş yerinde sıkıntıları var. Bu sebeple de mutsuz. İş yerindeki sorunları ve mutsuzluğunu olduğu gibi eve taşıyor. İş yerinde yaşananları eşimin yüz ifadelerinden okuyabiliyorum.”
Eve tükenmiş hale geliyor cinselliğe bile hali kalmıyor
Eşlerin şikayetlerinden biri de eşin işten yorgun ve tükenmiş gelmesi. “Eşim pili bitmiş şekilde eve geliyor. Gelir gelmez uzanmak ve kımıldamamak istiyor. Cinsel hayatımız azaldı. Adamın ayakta duracak hali yok ki yatağa gelsin.”
Evin işlerini kim ne kadar yapacak?
İki eşin de çalıştığı durumlarda sorunlardan biri de ev işlerini kim ne kadar yapacağı üzerinden oluşuyor. “Eşimle ‘kim daha çok çalışıyor’un çetelesini tutarken buluyoruz kendimizi. Ben işlerin yarı yarıya olmasını istiyorum. O erkek işi kadın işi ayrımı yapmak eğiliminde. Evliliğimizin başından beri ev işleri konusunda didişmemiz bitmedi.”